Otobüste Böyle Bir Çocuk Görseydiniz Çantanızı Ona Verir Miydiniz?

Bu fotoğrafı dün otobüste çektim ve sonra içindekileri boşaltıp kendi sırt çantamı çocuğa verdim. O kadar mutlu oldu ki…

Tabi ki böyle bir şey olmadı. İnternette Nazim’ın Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk şiiriyle beraber paylaşılmıştı.Fotoğrafı ben çekmiş olsaydım belki bunu yapardım. Siz de yapardınız biliyorum.
İşte sistemin tam istediği de budur.

otobusteki-yirtik-cantali-cocuk

“İşlevini koruyan bir eşyanın varlığını sürdürebilmesi için bunun yeterli olmadığını pompalamak.”
Kapitalizm sürekli fakirlikten bahsederek zenginliğinizin farkına varmanızı ve bu seviyenizi koruyabilmeniz icin çok çalışıp sürekli tüketmenizi aşılar.
Bu sayede siz zor durumdaki bu çocuğu kendi çocuğunuzla kıyaslar ve kendi çocuğunuzun zaruri olmayan “ihtiyacı” için kendi zaruri ihtiyacınızdan vazgeçersiniz. Ve bunu, bazen kendinizin bazen çocuğunuzun ruhsal dengesi için gerekli olduğuna inanarak yaparsınız.
Aslında dikişli bir çantanın çocuğa verdiği mesaj “biz eşyalara değil eşyalar bize aittir”dir. Ama bu karlı değildir. Kârlı olan Transformers’ı ya da Spiderman’i çocuğa sevdirmek ve herkeste kahramanlı çanta varken onda olmayınca mutsuz olacagına anneyi babayı inandırmaktır.
Anne baba buna dünden razıdır. Çünkü onlar da arabalarını değiştirdiklerinde, daha büyük ev aldıklarında ya da en basitinden yeni bir kıyafet aldıklarında mutlu olabiliyorlardır.
Tüm tüketimin mantığı da aslında ihtiyacınız olmayan şeylere ihtiyacınız olduğuna inandırmaktır.
Bunu alışkanlığa dönüştürmek için kapitalizm medya aracılığı ile dört bir yandan duygularınıza saldırır. Bağımlı olduğunuzda artık tüketmeden mutlu olamazsınız.
Sistem öyle mükemmel işler ki, önce sizi hem fiziksel hem ruhsal olarak hasta yapar sonra da tedaviyi satar.
Bunu sömürüyü de 2 şekilde yapar.

1-Fiziksel manada iyileştirici tedbirler. Ki bunlar ilaç sektöründen sağlık turizmine, spor endüstrisinden gıda sektörüne, zaten normalde olması gereken tüm ürününü, mecburi tüketimimizin doğru alternatifi olarak sunar. Organik gıda, diyet ürünler, terletmeyen forma v.s

2-Spiritüel manada iyileştirici tedbirler. Bu uygulamalara göre siz değil toplum.hastadır. Ve bunun bilincinde olduğunuzdan 1-0 öndesinizdir. Hastalığın size bulaşmaması için iç dünyanızı zenginleştirici rahatlatıcı öğretiler ilaç olarak sunulur. Ama hedef hep aynıdır. Daha çok, daha çok. Başarılı bir hayat, bolluk bereket, hırssız huzurlu bir hayat. Hedefler hep bireyseldir. Dünyayı kökten değiştirmek için pasifize olmak önerilir.

Toptan bir eylem imkanının yaşamın hiçliği karşısında hiçbir şansı yoktur. Herkes Cüba’ yi öve öve bitiremez oraya yerleşmekten bahseder ama hicbirimiz telefonumuzdan bile vazgecemeyiz. Konforundan vazgeçemeyen insana dinlerin tersine öteki dünya değil bu dünya vadedilir. Bunu yaparken maddiyattan ayrı bir dünyanın kapıları açılıyormuş gibi gözükse de gercekte modern toplumun robot insanının kalan yaşamındaki sadakati için 10 bin bakımı yapılmaktadır.
Özetle her birim bir alt birimin varlık sebebidir. Bu sayede her kademede sisteme farkli görevlerde hizmet eden insan bu ilizyondan kurtulamaz.

Aslında kapitalist sistem doğal dengeye en yakın sistemdir.. Güçlü güçsüzü avlar, misal aslan yiyebildiğini yer, sırtlan aslandan kacırabildiğini yer, kalan leşi akbabalar son artıkları da kurtlar böcekler yer. Tek fark kapitalizm yiyebileceginden fazlasını ister. Bu şekilde de sonu kaçınılmazdır. Ama 20 ama 100 yıl sonra.

EK:
Bu 2 sarmaldan kurtulduğunu düşünenler için de STK’lar icat edilmiştir. Bir nevi emniyet sibobu gören bu kuruluşlar direnenlerin daha radikal birlikteliklerini önleme amaclıdır. Zaten bakacak olursanız en büyük destekçisi sermaye sahipleridir. Adil bir düzenle herkesin kendi geleceğini şekillendirebilmesi yerine var olan sisteme pansuman yapmaktan öteye gidemeyen bu örgütlenmeler, yasal olarak üretici şirketin toplaması gereken plastik şişelerin kapaklarının toplattırarak engellilere tekerlekli sandalye kazandırdığına inandırır. Şirketler STK’lar aracılığıyla sosyal sorumluluk projesi adi altında halkla ilişkiler calişmasi olarak eğitimi destekler gözükerek desteğinden cok bunun tanıtımına para harcar ama kendi çalışanının cocuğunu iyi eğitmesini saglayabilecek paylaşımı hiçbir zaman düşünmez. Tüketime dayalı bir anlayışı terketmedikçe hepimiz sistemin gönüllü kölesi olmaya mecburuz. Esas mesele petrol sirketinin kutuplarda petrol aramasını durduracak STK’lara destek vermek degil petrol ihtiyacıni ortadan kaldırmaktir. Bu sürdürülebilir kaynakları kullanmakla değil sürdürülemez tüketimi bitirmekle olur.

Gökhan Çelebi