Suadiye’den Kadıköy’e giden otobüste beyaz saçlı bir amcaya yerimi verdim. Sen gençsin asıl senin oturman lazım dedi. Siz benden daha gençsiniz buyurun oturun dedim. Gülümseyen amca oturdu ve ben de sana kalem vereyim o zaman dedi. İhtiyacınız yoksa olur dedim kırmamak için ve çok sevindim, ikinci kalemi gösterince tabii ki aldım.
Otobüsün arkasına ilerlemek zorunda kaldım ama durduk yere kaleme bakıp gülümsüyordum. Çok küçük ama mutlu eden bir davranıştı. Sonra tekrar yanına gitmek istedim. Tabii orta yaşlı bir kadın nereye geçeceksin anlamadım ki diyerek tepki gösterdi. Bakalım ne derdi var diyerek gülümsedim.
Amcaya hareketinin çok güzel olduğunu söylediğimde mutlu oldu. Fotoğraf çektirmek istediğimi söyledim. Tabii olur dedi. Fotoğrafı çekerken very nays, dedi ağzı açık çıktı:)
Sonra bana böbreğinin tekini aldırdığı için askeriyeden çıkarıldığından bahsetti, sonra otobüs şoförlüğü yaptığını söyledi. Belki hayırlısı olmuştur deyip biraz şaşırdığımı görünce, tabi öyle oldu galiba dedi. Sonra küçük çantasında sakladığı fotoğrafları gösterdi. Gerçekten askeriyeden sonra otobüs şoförlüğü yapmış, sonra karayollarında çalışmış ve ardından Türkiye’yi gezip trafik eğitimi vermişti. Resmen Türkiye’de büyük emeğiniz var dedim gülümsedim. Mide kanseri olduğunu ama ameliyattan korktuğunu söyledi. Doktoruna güvenmesini istedim ve boğaya geldiğimde indim.
Geride el sallayan mutlu bir çocuk ve güzel bir anı bıraktım. Bazen yaşlıların tek eksiği onları dinleyecek yeni biri oluyor. Umarım sizin de karşınıza böyle tatlı bir amca veya teyze çıkar.
Sevgiler, mutlu kalın