Dürüst olalım, aslında Jane Austen’ın askerleriyiz! Düşman bilemiyoruz bir türlü oysa hepimizi o mahvetti…
Mr Darcy gibi bir karakter yaratıp ardından insanların gerçek dünyada huzur içinde yaşamalarını bekleyemezsin…
Peki Darcy sendromu ile baş etmek mümkün mü? Nasıl ayakta kalacağız?
İşte cevapları…
1) Erkeklerin ideal erkekten haberi yok!
Erkeklerin, hayallerimizi süsleyen o adamın kim olduğundan haberleri dahi yok. Bilmiyorlar… Haliyle hala “kadınlar ne ister” diye ortalıkta dolaşıp duruyorlar. Yazık…
2) Gerçekleri kabul edelim
Bir adamın hem centilmen, hem romantik, hem anlayışlı, hem mağrur, hem…. uzuyor bu böyle. Olmasının pek de mümkünü yok. En azından tek bir kişinin bu kadar özelliğe sahip olmasının yolu yok.
3) Bir adam düşünün ki…
Yaşadığı o güne kadar inandığı her şeyden tek kalemde güzel bakan gözleriniz için vazgeçiyor… Hırçınlığınıza vuruluyor… Yok öyle bir dünya!
4) Gerçekleri kabul ettik, ya sonra?
Azcık da mı olmaaaaaz… diye sızlanmaya son vereceğiz ilk iş…
5) Her sene Pride and Prejudice okumaya son!
Kutsal kitap yerine koyduğumuz o muhteşem eseri biraz özlemeliyiz
artık. Kocaman olduk.
6) Hayatımıza giren her erkeği Darcy ile kıyaslamaya son!
Jane’in de söylediği gibi ( sanki kapı komşum ya… ah nerde…) “Mr. Darcy gibi bir erkeğe sahip olmanın tek yolu onu yaratmaktır/yazmaktır” :'(
7) İnsanları olduğu gibi kabul etmeye başlamalıyız.
Kimse kolay demiyor…
8) Uyku öncesi, çekilmiş bütün uyarlamaları izlemeye de son!
Bir bağımlılıktan kurtulmanın birinci şartı, bütün izleri yok etmek.
Belki de kendi mükemmel erkeğimizi bulabiliriz…