Connect with us

KÜLTÜR

İnsanlar Sosyal Rollere Nasıl Tepki Verir: Stanford Hapishane Deneyi – The Geyik

Psikoloji tarihi, insan davranışlarını anlamaya yönelik yapılmış birçok deneyle doludur. Ancak bazıları, sonuçları ve etik tartışmalarıyla yıllar geçse de unutulmaz. İşte bunlardan biri: Stanford Hapishane Deneyi. Bu deney sadece psikoloji öğrencilerinin değil, sıradan insanların bile zaman zaman karşılaştığı “güç” ve “otorite” kavramlarına dair düşüncelerini kökten sarsacak türden.

hapishane deneyi

Peki, bu deneyde ne oldu? İnsanlar sosyal rollere nasıl tepki verdi? Normal bir birey, sırf ona “gardiyan” dendiği için zalimleşebilir mi? Ya da bir başkası, “mahkum” rolü verildiği için kısa sürede çaresizliğe mi kapılır?

Gelin, bu deneyin detaylarına birlikte bakalım. Hem biraz ürkütecek, hem de düşündürecek…


Deneyin Arka Planı: Zimbardo’nun Merakı

1971 yılında, Stanford Üniversitesi’nde görev yapan psikolog Philip Zimbardo, sosyal rollerin insan davranışları üzerindeki etkisini incelemek istiyordu. Onun temel sorusu şuydu:

“İyi insanlar, kötü sistemlerin içinde nasıl kötü bireylere dönüşebilir?”

Bu sorunun peşinden giderek oldukça çarpıcı ve aynı zamanda tartışmalı bir deney tasarladı.

Deneyin Amacı Neydi?

Zimbardo, insanların sosyal rollere ne kadar hızlı adapte olabildiğini ve bu rollerin onları nasıl değiştirdiğini görmek istiyordu. Özellikle otorite figürlerinin güçle ilişkisi ve itaat edenlerin psikolojik tepkileri üzerine yoğunlaşmak istiyordu.

Advertisement

Deneyin Kurulumu: Sahte Bir Hapishane

Stanford Üniversitesi Psikoloji Binası’nın bodrum katı, gerçek bir hapishane gibi düzenlendi. Hücreler, parmaklıklar, kilitli kapılar, izole alanlar… Her şey oldukça gerçekçiydi.

Katılımcılar Nasıl Seçildi?

Gazeteye verilen bir ilanla, günde 15 dolar karşılığında “hapishane yaşamını deneyimleyecek” gönüllüler arandı. 70’ten fazla başvuru arasından, fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı, sabıka kaydı olmayan 24 erkek öğrenci seçildi.

Rastgele seçimle bu öğrencilerden bazılarına gardiyan, bazılarına mahkum rolleri verildi. Yani deneydeki her şey, tesadüfî şekilde ilerliyordu. Kimsenin gardiyan ya da mahkum olması “kişisel geçmişine” bağlı değildi.


Deney Başlıyor: Roller, Güç ve Değişim

Zimbardo’nun ve asistanlarının hiç beklemediği şekilde, deney çok hızlı ilerlemeye başladı. Başlangıçta sıradan bir sosyal rol oyunu gibi görünen bu düzen, birkaç gün içinde karanlık bir dönüşüm geçirdi.

Mahkumlar

Mahkum rolündekiler, gerçek polisler tarafından evlerinden tutuklanarak alındılar. Gözleri bağlandı, üzerlerine numaralar yazılı üniformalar giydirildi. Artık onlar birey değil, sadece birer numaraydılar: “Numara 8612, kalk!”, “Numara 5401, sessiz ol!”

Advertisement

İlk günden itibaren, birçok mahkum kimlik karmaşası yaşamaya başladı. Bazıları bu deneyin sadece bir oyun olduğunu unuttu, gerçekten suçluymuş gibi hissetmeye başladılar. Hatta içlerinden biri ciddi psikolojik belirtiler göstermeye başladı: ağlama nöbetleri, panik ataklar ve isyanlar…

Gardiyanlar

Gardiyan rolünü üstlenen katılımcılar, başta biraz çekingen davrandı. Ancak çok geçmeden, ellerindeki gücü kullanmaya başladılar. Mahkumlara anlamsız cezalar verdiler, onlara bağırdılar, onları aşağılayıcı pozisyonlarda saatlerce beklettiler.

Zimbardo’nun da beklemediği şekilde, bazı gardiyanlar gittikçe daha da zalimleşti. İlginç olan şu ki; dışarıda son derece kibar, eğitimli ve normal bireyler olan bu gençler, sadece birkaç gün içinde sadist davranışlar sergilemeye başlamışlardı.


Gerçek ve Oyun Arasındaki Sınır Siliniyor

Deney, planlandığı gibi iki hafta sürecekti. Fakat altıncı gününde, çok ciddi psikolojik bozulmalar başladığı fark edildi.

  • Mahkumlar depresif hale gelmişti.
  • Bazıları isyan etmeye çalıştı ama bastırıldı.
  • Bazıları çaresizlik içinde, her şeye boyun eğmeye başladı.
  • Gardiyanlar ise artık kendilerini gerçekten birer otorite figürü olarak görüyor, sadistik davranışlarını normalleştiriyordu.

Zimbardo da, olaylara dışarıdan bakan objektif bir göz olmaktan çıkmıştı. Kendini “hapishane müdürü” gibi görmeye başlamıştı. Yani deney sadece katılımcılar değil, yönetenler açısından da bir değişim yaratmıştı.


Deneyi Durduran Kişi

Deneyi durduran kişi, Zimbardo’nun kız arkadaşı olan psikolog Christina Maslach oldu. Ziyaret sırasında deney ortamındaki şiddeti görünce çok etkilendi ve Zimbardo’ya şu soruyu sordu:

Advertisement

“Sen bu insanların birbirine yaptıklarını gerçekten görmüyor musun?”

Bu uyarı sayesinde Zimbardo, deneyin etik sınırları çoktan aştığını fark etti ve deneyi 6. günün sonunda sonlandırdı.


Deneyin Sonuçları: Sosyal Roller Ne Kadar Güçlü?

Stanford Hapishane Deneyi, insan doğasının karanlık taraflarını ortaya çıkardı:

  • Roller, insanların davranışlarını derinden etkileyebilir.
  • İyi insanlar, kötü bir sistem içinde kolayca kötü davranışlar sergileyebilir.
  • Güç, kontrol edilmediğinde baskıya ve şiddete dönüşebilir.
  • İtaat eden bireyler, zamanla pasifleşip, kimliklerini yitirebilir.

Belki de en çarpıcı olanı: bu deneye katılan herkesin normal, sıradan insanlar olmasıydı. Bu, hepimizin içinde bu potansiyelin olabileceğini gösteriyor.


Etik Tartışmalar

Stanford Hapishane Deneyi, birçok etik soruyu da beraberinde getirdi:

  • Katılımcıların ruhsal sağlığı yeterince korunmuş muydu?
  • Deney durdurulmakta geç kalmış mıydı?
  • Zimbardo, kendi deneyinde objektifliğini kaybetmiş miydi?

Bu sorular, yıllar sonra bile tartışılıyor. Günümüzde böyle bir deneyin yapılması etik kurallar nedeniyle imkânsız kabul ediliyor.


Günümüzde Etkisi Sürüyor

Bu deneyin etkileri sadece psikoloji literatüründe kalmadı. Filmlere, dizilere, kitaplara ve belgesellere konu oldu. 2015 yapımı The Stanford Prison Experiment filmi bu süreci oldukça etkileyici bir şekilde anlatır.

Ayrıca Zimbardo, yıllar sonra yaptığı açıklamalarda deneyin olumsuz etkilerini kabul etti ama insanların sistemsel koşullar altında nasıl değişebileceğini görmenin önemli bir uyarı olduğunu da vurguladı.

Advertisement

The Geyik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trending