Vazgeçmenin Gücü…
Dört psikolog arkadaş bir gün bir deney yapmaya karar verirler. Amaçları düşünce gücüyle mum ışığını söndürmektir. Bir mum yakarak masanın üzerine koyarlar ve masanın etrafına otururlar. Olanca güçleriyle muma yoğunlaşırlar. Mumun ışığında herhangi bir hareket yoktur. Yoğunlaşmaya devam ederler ama mum ışığında en ufak bir titreme bile olmaz. Bir saati henüz devirmişlerdir ki tam o sırada sokaktan gürültüyle bir kamyon geçer. Dışarıdan gelen gürültüyle birlikte bu dört arkadaş irkilir ve muma yoğunlaşmayı bırakırlar. O anda mumun ışığı sönüverir. Evrenin kuralı bellidir: İste ve serbest bırak. Serbest bıraktığında her ne istedi isen o sana geliyor. Ama önce istemek zorundasın. Newton kafasına elma düşünce yer çekimini buldu. Halbuki o güne kadar pek çok insanın kafasına ağaç altında uyurken elma düşmüştü. Peki neden Newton yer çekimini buldu da diğerleri bulamadı? Çünkü Newton kafasına elma düşmeden önce binlerce saatlik bir uğraş vermişti. Yine bir gün çalışmaktan yorgun düştüğü bir sırada uyuyakaldı yani serbest bıraktı ve bilgi kafasına düştü. Doktor iğne yaparken bile fazla kasmayın kendinizi diyor. Neden? Çünkü kendini kasarsan iğne vücutta rahatça kılcal damarlara ulaşamaz. Kendini serbest bırakmadığın zaman akamazsın. Akış ancak rahat ortamda gerçekleşir.
İşte bütün bunlar aslında vazgeçmenin gücüdür. Hayatın sırrı vazgeçmekte saklı. Ölmeden önce ölenler kendilerinden vazgeçenlerdi. Herşeyden vazgeçtiğinde ise geriye korku da kalmıyor. Ölmekten de korkmuyorsun çünkü kaybedecek birşeyin kalmıyor. Hani derler ya en tehlikeli kişi kaybedecek hiçbirşeyi olmayandır. Ölümden dahi korkmadığı için herşeyi göze alabilir. Halbuki onun bile vazgeçemediği egosu kalmıştır. En son egodan vazgeçersin ve böylece tüm kaybetme korkuları sona erer.
Korkularımız – Cem Özüak’ın İndigo Dergisi’ndeki yazısıdan bir parça
Sayfası için https://www.facebook.com/CemOzuakFarkindalikOkulu