Bir eczanede çalışıyorum. İçeri bir çocuk girdi. Güler yüzlü, etrafına neşe saçan,düzgün görünümlü bir gençti. “Regl ağrısı için ilaç alacaktım ne önerirsiniz?” dedi. “Majezik öneririm ben, vereyim mi?” dedim dalgaya alarak. “Olur” dedi, bir paket majezik alıp gitti. Bir daha ki ay yine geldi aynı çocuk.
“Majezik alabilir miyim ?” diye sordu, yine bir paket majezik alıp gitti. Bu çocuk her ay gelip, bir kutu majezik alıp giderdi.
Bir keresinde merak edip sordum,“Neden her ay gelip,regl sancısı için bir ilaç alıyorsun?” dedim,anlattı. Bir kız arkadaşı varmış,çocukken tecavüze uğramış ve o günden beri psikolojik sorunlar yaşıyormuş. Bu çocukta ona destek olmak için herşeyi yapıyormuş. Her ay regl olduğu zaman,ona “Regl destek paketi” adıyla bir pakette Majezik,sevdiği çikolatalar ve üzerine kendi elleriyle yazdığı, onu ne kadar sevdiğini anlatan bir şiir yazılı sıcak su torbası veriyormuş.
Aylar ayları kovaladı,bir gün yine aynı zamanlarda bu genç girdi içeri. Fakat farklı bir durum vardı. Bu sefer suratı asık,mosmor halkalar vardı gözlerinin altında. “Bir majezik” dedi,ilacı aldı,parayı ödedi ve gitti. Ne olduğunu soramadım bile. Ertesi ay tekrar geldi,daha berbat durumdaydı. “bir maje…” cümlesini bitiremeden bayıldı. Ayıldığında,ne olduğunu soracaktım ki telaşlandı “Saat kaç,gitmem lazım ne zamandır yatıyorum? Sevgilim paketimi bekler,çabuk majezik ver” diye heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
Sakinleştirip konuşturdum oğlanı sonunda. İki ay önce paketini götürdüğü gün,kız arkadaşı intihar etmiş. Kızın cenazinden sonra paketi,mezarının yanına bırakmış oğlan. Ertesi gün mezarı ziyarete geldiğinde paket orada yokmuş. “Demek ki hala ihtiyacı var bu pakete,” dedi ve ağlamaya başladı. Gözlerime dolan gözyaşlarımı var gücümle tuttum ve dedim ki,“Hadi kalk,vakit kaybetme. Kız arkadaşın paketini bekler”. Başını salladı,ilacı aldı paketine koydu ve ağlayarak uzaklaştı. O gittikten sonra,dükkanın kapısını kapattığımı ve akşama kadar ağladığımı bilirim ben.
O dükkandan taşınalı seneler oldu,geçen o mahalleye düştü yolum. Sordum soruşturdum buldum o çocuğu. Evine gittim,kocaman adam olmuş. Bir kızı vardı yanında dünyalar tatlısı bir kız. Adı Senem Deniz. Eski günlerden açıldı konu,“Hala gidiyor musun?” dedim. Kızına “Kızım sen biraz içeri git bakalım,büyüklerin bir konuşsun” dedi. Kız,“Tamam babacığım” diyerek odasına gitti. Kızın duymadığından emin olduktan sonra başladı ağlamaya “2-3 sene önce bırakmıştım .
Rüyama girdi abi,acı çekiyorum dedi bana. Artık sevmiyor musun dedi bana abi. Nasıl gitmeyeyim? Demek ki alıyor abi. Demek ki acı çekiyor abi” dedi. Vefat eden kızı arkadaşının ismi Senem. Deniz ise eğer çocukları olursa diye seçtikleri isimmiş. Kızı yetimhaneden almış,o günden beri hiç hayatında bir kadın girmemiş. Kızı da içeri göndermesinin sebebi,babasının ağladığını görmesin,babasını güçsüz bilmesin diyeymiş. “Sevdiğimi koruyamadım,bu kızı koruyacağım abi” dedi bana. “Sen,sen güçsüz değilsin oğlum. Sen bu dünyada tanıdığım en güçlü adamsın. Korursun içini ferah tut” dedim,sarıldım.
Tir tir titriyerek ağladı.Koskoca adam titreye titreye ağladı. Kim bilir kızı görmesin diye ne zamandır içinde tutuyordu.
Saatlerce ağlamıştır belki de ,bilmiyorum. O gece oturdum düşündüm. Yaşadıklarını,o kızın yaşadıklarını düşündüm. Ölüm,ölene kolay,kalana zor be kardeşim. Ölen ölüp gidiyor da,kalan sürünüyor. Hayatınızda, sizin mutluluğunuz için çabalayan insanları,ölümünüzle sınamayın. Hayatta herşeyden umudunuzu kesseniz de,sizi sevenler,sizin sevdikleriniz için tutunun. Hiçbir şey vazgeçmek için sebep değil. Hiçbir şey.