1991 yılından bu yana her yıl 3 Ekim’de kutlanan Dünya Yürüyüş Günü, gündelik hayatımızın içine fiziksel aktiviteyi teşvik etmeyi amaçlıyor.
Üsküdar Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç.Dr. Defne Kaya, fiziksel aktivite ve hareketin önemine dikkat çekerek hareketin canlılığın ve var olmanın işareti olduğunu vurguladı.
YÜRÜMENİN FAYDALARI
Doç. Dr. Defne Kaya, sağlığın korunmasının hastalığı tedavi etmekten daha ucuz ve daha iyi bir yöntem olduğu anlaşıldığından beri, fizyoterapistlerin sağlığın korunması ve geliştirilmesinde daha da kıymetli olmaya başladıklerını belirterek “Çünkü hareketsizleşen ve giderek ağırlaşan insanlık, hastalıklarla boğuşmaktan yaşamı kaçırır hale geldi; kanserler, felçler, kalp krizleri.. Yaşamınızı sağlıklı geçirmek, genlerinizi, bedeninizi, beyninizi, ruhunuzu genç ve sağlıklı tutabilmek için hareket edin… Yürüyün, egzersiz yapın, spor yapın. Size en uygun egzersiz program ve öneri için, işin uzmanına fizyoterapistinize danışın” tavsiyesinde bulundu.
Hem iyileştiriyor hem mutlu ediyor
Doç. Dr. Defne Kaya, günde 30 dakika yürümenin bedenimiz ve ruh halimiz üzerinde çok önemli etkiler oluşturacağına dikkat çekti. Doç. Dr. Kaya, şunları söyledi:
“Düzenli yürüyüş kronik hastalıklardan korur. Yürüyüş yaparak kan basıncını 11 puan düşürür ve felç geçirme riskini de %20-40 arasında azaltabilirsiniz. Haftada 5 gün 30 dakika yürüyüş ile kalp hastalığı riski %30 azalmaktadır.
Mevsim değişiklikleri ve özellikle de sonbahar aylarında depresyona daha çok meyilliyi oluruz. Yürüyüş, çikolatadan daha fazla mutluluk hormonu salgılamanızı sağlar.
Düzenli beslenmenin de katkılarıyla evden işe, işten eve günde en az 30 dakika yürürseniz yağ oranınızda ayda %2 oranında azalma olur.
Düzenli yürüyüş, varis riskini azaltır. Bağ dokunuzu sıkılaştırır, bacak kaslarınızın çalışmasıyla kan dolaşımını düzenler. Genetik olarak varise yatkınlığı olanlar düzenli olarak yürümelidir.
Düzenli yürüyüş bağırsağın ritmik hareketliliğini korur.
Düzenli yürüyüş yaşantınızı da düzenler. Sürekli yürüyüş yapmak yaşamınızı düzene koyar. Alışkanlıklarınızı pekiştirir.
Experimental Psychology, Learning, Memory, and Cognition dergisinde 2014 yılında yayımlanan bir çalışma oturarak çalışanlara göre yürüyenlerin daha yaratıcı olduğunu ortaya çıkardı.”