Ekşisözlük yazarlarından Soğuk Ülke’nin yazdığı bu gerçek hikaye çocuklarımızın nasıl tehlikelerle karşı karşıya olduğunun bir örneği niteliğinde:
9 yaşında bir yeğenim var. genelde gün içinde minimum 1 saat internete girme hakkı vermiş ebeveynleri. o da her çocuk gibi, facebook’ta arkadaşlarıyla sohbet ediyor. (zira nedenini bilmediğim, anlamadığım ve asla anlayamayacağım bir biçimde hemen hemen her çocuğun bir facebook adresi mevcut.)
dün internetteyken yanına oturup neler yaptığına bakmak istedim. benim yarım aklımda bir çocuk facebookta en fazla bebek giydirip, araba yarışı falan oynar çünkü. ekranda “avataria” diye bir oyun açık, bir sürü avatar oradan oraya yürüyerek “sew olmak isteyen”, “benim evde parti var hadi aşkım gel” yaza yaza dolaşıyor. önce onları oyun içerisinde bağımsız hareket eden “bot” hesaplar sandım. sonra biraz daha yakından bakınca, kişilerin birbiri ile gayet anlamlı bir biçimde iletişim kurduğunu farkettim. hem de ne iletişim!
yeğenime bana oyunu anlatmasını, beğenirsem oynayabileceğimi ve ona ihtiyacı olan can, hamle ya da malzeme vs yardımı yapabileceğimi söyledim. bizim kafa kalmış tabii “çiftlik – candycrash” oyunlarında. “burda” dedi, güzel giyiniyorsun. görevler var onları yapıyorsun, sonra klube gidip kendine bir sevgili buluyorsun.” tam o sırada yanına bir avatar gelip, onunla evlenmek istediğini söyledi. allahım bizimki bir panik, bir mutlu! dedim “tanıyor musun?” “hayır, dedi. tanışacağız.”
şöyle arkama yaslanıp yeğenimin yüzüne baktım. o heyecanla klavyeye abanmış yazmakla meşguldü. 9 yaşında lan daha! 9!
neyse vesselam, karşıdaki şahıs, yeğenime sorular soruyor. nerde okuyosun, kaç yaşındasın vs. bizimki de cevap veriyor. bizimki yazıyor “9 yaşndym” karşıdan cevap geliyor: “demek 9 yaşındasın. ben de 11 yaşındayım”
bi dakka dedim, bu kişi 11 yaşındaysa, ben henüz doğmadım!
hemen pc başından kaldırdım yeğenimi. kendi facebook hesabımı açtım, oyunu buldum ve oynamaya başladım. benim avatarı gayet hanım hanım giyimli, gözlüklü bir tip yaptım. yeğenim atıldı hemen: “ah ya! çok çirkin bir kız oldu bu. kimse bakmayacak sana!”
neyse efenim, oyun içinde bir kaç çer çöp toplayıp başlangıç görevlerini bitirince, hemen parka gidip bir “arkadaş” edinme görevi geldi. parka gittik. daha gireli iki dakika olmadı ki, biri yanıma geldi. “slm” yazdı. “slm” dedim. “arkadaş olalım” dedi. “olur” dedim. istek gönderdi kabul ettim. “hadi bana gel” dedi. o gitti, ben yeğenimin yardımıyla onu takip etmeyi öğrendim. evi olarak dekore ettiği bir odaya girdik. (yeğenimi kibarca yanımdan uzaklaştırdım. zira gidişatı pek beğenmedim.) “kaç yaşındasın” dedi. “” 9 dedim. “tamam, ben de 11, hadi oynayalım.” dedi. “ne oynayacağız ben daha yeniyim. bilmiyorum oynamayı” dedim. “tamam ben sana öğreteceğim.” dedi. ekranın üst köşesinde “*** seni öpmek istiyor” diye bir pencere açıldı. kabul ettim.
bundan sonraki diyalogları aynen yazıyorum:
*** – hadi üstümüzü çıkaralım.
gibi insin diye paylaşıyorum burda!
çocukların gerçekte öğretmenleri, akrabaları, hatta öz babaları tarafından 5’er 10’ar taciz edildiği ülkemde, sanaldan bişey olmaz diyen olursa bu yazının altında, peşin peşin belasını versin!
hadi, kalın sağlıcakla!
https://www.ihbarweb.org.tr/ adresine bu ve benzeri oyunlarla ilgili şikayette bulunabilirsiniz. (bilgi için pogaca memet’e teşekkürler)
ekşisözlük ve bu gerçeği duyuran arkadaşa sonsuz teşekkürlerimizle.