Cinsel arzunun bilimi oldukça karmaşıktır, çünkü seksüel arzunun kendisi zaten karmaşıktır. Cinsel ilişkiler üzerine çalışmalar yürüten araştırmacılar; örneğin, son yıllarda uyarılma yolunu kavramsallaştırmaya başladılar. Spontane yani durduk yere ortaya çıkan arzu yerine, birçok insan cevap niteliğindeki bir arzuyu yani bir tür uyarıcı senaryoya cevaben ortaya çıkan ve cinsel birleşmeye iten arzuyu deneyimler.
Eğer seks üzerine çalışmalar yapan bilim insanları, arzunun nasıl çalıştığıyla ilgili geleneksel bilgiyi altüst ederlerse, belki de bu durum bilim insanı olmayan birçokları için oldukça kafa karıştırıcı olacak. Journal of Personality and Social Pschology‘de yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar; özellikle de erkeklerin, kadınların cinsel olarak istekli olup olmadığını tahmin etmede oldukça kötü olduklarını söylüyorlar.
Örneğin geçmişte yapılan araştırmalar ilk buluşmada erkeklerin, kadınların seksüel ilgisini abartmaya yatkın olduklarını ortaya koymuştu. Yeni yapılan çalışma ise daha çok arzunun hileci tarafına odaklandı; yani uzun süreli bir ilişkide bu arzuya neler olduğuna? Çiftin birkaç kez bir araya gelmesinden sonra, partnerler birbirlerinin seks için arzulu olup olmadığını anlama yetilerini geliştirebilirler mi?
Cevap: Hayır. Uzun süreli ilişki içerisindeki erkekler ilk buluşmadaki durumun tersi bir hata yapıyorlar: Kadın partnerlerinin arzusunu azımsama eğilimi gösteriyorlar. Bir başka deyişle erkekler, eşlerinin ya da kız arkadaşlarının cinsel ilgisini aslında olandan daha az tahmin edebiliyorlar. Öte yandan kadınlar ise erkek partnerlerinin arzusunu tahmin edebilmede oldukça iyiler.
Burada birkaç şey devreye giriyor olabilir. Söz konusu çalışmada, kendilerini yüksek seksüel arzu seviyesinde bildiren hem erkekler hem de kadınlar, aynı zamanda da partnerlerinin arzularını olduğundan daha düşükgörmeye yatkınlar. Genellikle erkekler kendilerini kadınlardan daha fazla cinsel arzu seviyesinde tanımlıyor oldukları için bu durum söz konusu bulguya dair bir açıklama sağlayabilir.
Ancak bu durum bizi uyarılmanın ve arzunun aslında ne olduğuna dair kavram yanılgısına geri götürüyor. Genel anlamda, kendiliğinden ortaya çıkan arzu erkeklerde daha yaygındır; öte yandan bir senaryonun uyarımıyla ortaya çıkan cinsel arzu ise kadınlarda daha yaygındır. Kadınlardaki bu durumun yaygınlığı belki de erkeklerin neden söz konusu arzuyu farketmediklerine –bu çalışmadaki ifadeyle “azımsadıklarına”– dair kavrayışımızda bir ilerlemeye sebep olabilir.
Kaynak: Bilimfili – Gürkan Akçay – Erkekler, Partnerlerinin Cinsel İlişki İstekliliğini Azımsıyor
Kaynaklar ve İleri Okuma:
-Muise, A., Stanton, S. C. E., Kim, J. J., & Impett, E. A. (2016). Not in the mood? Men under (not over) perceive their partner’s sexual desire in established relationships. Journal of Personality and Social Psychology, 110, 725-742
-Haselton, M. G., & Buss, D. M. (2000). Error management theory: A new perspective on biases in cross-sex mind reading. Journal of Personality and Social Psychology, 78, 81–91. http://dx.doi.org/10.1037/0022-3514 .78.1.81
-Byers, E. S., & Heinlein, L. (1989). Predicting initiations and refusals of sexual activities in married and cohabiting heterosexual couples. Journal of Sex Research, 26, 210–231. http://dx.doi.org/10.1080/ 00224498909551507
-Baumeister, R. F., Catanese, K. R., & Vohs, K. D. (2001). Is there a gender difference in strength of sex drive?Personality and Social Psychology Review, 5, 242–273. http://dx.doi.org/10.1207/S15327957PSPR0503_5