Dünyanın önde gelen tıp dergilerinden Lancet’in yayımladığı yeni bir araştırmaya göre ergenlik artık 10 ve 24 yaşları arasında yaşanıyor.
Ergenliğin çocukluk ve yetişkinlik arasındaki döneme denk geldiğini belirten araştırmacılar, hemen hemen dünyanın her yerinde ergenliğin artık 20’li yaşların başlarına kadar uzandığını aktarıyor.
Bu yüzden araştırmacılar ergenliğin eskiden olduğu gibi 10-19 yaşları arasında değil, 10-24 yaşları arasında yaşandığının genel bir algı olarak yerleşmesi gerektiğini söylüyor.
Ergenliğin geç sona ermesinin toplumsal rollerde de değişiklikler meydana getirdiğini söyleyen araştırma, artık eğitim sürecinin daha geç sona erdiğini ve evliliklerin daha geç yapıldığını aktarıyor.
Bu hafta içinde yayımlanan araştırmada toplumsal kuralların ve kanunların da bu duruma göre düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Buluğ çağının da bütün toplumlarda daha erkene çekildiği belirtilirken artık ergenliğin bir insanın hayatında daha fazla yer edindiği aktarılıyor.
Pazarlama ve dijital medyanın bu konuda insanların sağlığını yıllar içinde değiştirdiğinin altı çiziliyor.
‘ÇOCUK MUAMELESİNE GEREK YOK’
Buluğ çağının beynin hipotalamus adı verilen bölgesinin büyümeyi sağlayan hormonu salgılamasıyla başladığı düşünülüyor.
Eskiden bu dönemin 14 yaşında başladığı düşünülürken son yıllarda bunun 10 yaşına kadar indiği tahmin ediliyor.
Tıp dünyası içinde de ergenliğin yaş aralığının genişlemesinin sonuçlarıyla ilgili olarak farklı tartışmalar yürütülüyor.
Avustralya’nın Melbourne şehrinden Prof. Susan Sawyer, yetişkinlerin yasal yükümlülüklerinin 18 yaşında başladığını ancak büyümenin 25 yaşına kadar devam etmesi dolayısıyla bazı kanunlarda değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunuyor.
Ancak İngiltere’deki Kent Üniversitesi’nden Dr. Jan Macvarish ise bireylerin toplumun beklentileri tarafından biyolojik gelişimlerinden daha önce şekillendiklerini, bu yüzden 20’li yaşlara gelen bireylere ‘çocuk muamelesi’ yapmamak gerektiğini vurguluyor.