Chuck Palahniuk Fight Club’ı Yaşadığı Bu Olaydan Yola Çıkarak Yazmış

Çoğumuz tarafında en iyilere kayıt edilen, sonrasında çekilen filmiyle bir külte dönüşen Dövüş Kulübü’nün yazarı Chuck Palahniuk 21 Şubat 1962 yani bugün doğdu. Nice seneler dilediğimiz yazarın yaşadığı bu olay ise hepimize ders olacak nitelikte.

Chuck Palahniuk, Fight Club‘ı tamamladıktan sonra, kitabını ünlü editör Gerald Howard’a satmanın yollarını arıyordu. Howard’ın sık sık uğradığı bir bara elinde kitabıyla giren Palahniuk, editörün etrafının ona kitap satmak isteyen yazarlarla çevrili olduğunu fark etti. Fakat Palahniuk, alışılmadık bir taktik geliştirerek durumu kendi lehine çevirmeye karar verdi. Bu planında David Bowie’nin büyük bir payı olacaktı.

Palahniuk, bardaki müzik kutusuna yönelerek en sevdiği Bowie şarkısı olan Young Americans’ı buldu ve tekrar moduna aldı. Kendi deyimiyle, “Bir adada tek başıma kalsam, sonsuza kadar dinlerim,” dediği bu şarkıyı sürekli çalmaya başladı. Şarkı defalarca tekrarlanınca, Howard’ın çevresindeki yazarlar sıkılmaya başladı. Palahniuk’un planı işlemeye başlıyordu. Bir süre sonra müzikten bunalan herkes barı terk etti, geriye sadece Palahniuk ve Howard kaldı. İşte o an, Palahniuk fırsatı değerlendirerek Howard’a Fight Club‘ı sundu ve kitap böylece onun ilgisini çekmeyi başardı.

Kitabın Çıkış Öyküsü

Palahniuk, kitabın çıkış noktasının bir kişisel deneyimden kaynaklandığını belirtmiştir. Bir gün kampta arkadaşlarıyla vakit geçirirken yaşadığı bir kavga, romanın temelini atmıştır. Kavgadan sonra yüzünde bariz yaralar olmasına rağmen, işyerine döndüğünde kimsenin bu durumu sormaması, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaları Palahniuk’u şaşırtmış. Bu, ona insanların bazen rahatsız edici veya tehlikeli gerçeklerle yüzleşmek yerine, onları görmezden gelmeyi tercih ettiğini fark ettirmiş.

Bu gözlem, Palahniuk’un Fight Club‘ın temalarını oluşturmasına yardımcı oldu: modern toplumun bireyleri izole eden, onları duygusal ve fiziksel anlamda yabancılaştıran yapısını sorgulayan bir hikâye. Palahniuk, insanların içsel öfke ve hayal kırıklıklarını dışa vurmak için ne kadar çaresiz olabileceği fikrini keşfetmek istemiş. Bu deneyimi, Tyler Durden karakteri ve yeraltı dövüş kulüplerinin doğuşu için ilham kaynağı oldu.