Kadın, erkek, evli, bekar… Çoğunluğumuzun başından sancılı birer ilişki geçmiştir! Duygusal şiddet ilişkide bir tarafın diğer tarafa uyguladığı küçümseme, küçük düşürme, tehdit etme, zorlama, korkularını ya da zaaflarını kullanma, suçlu hissettirme ve manipüle etme gibi kontrolü altına alma durumu olarak tanımlanıyor.
Duygusal şiddet dışarıdan görünen yaralara sebep olmuyor belki ama iç dünyamızda iyileşmesi zor yaralar bırakabiliyor.
Bu tarz ilişkiler yaşayan insanlar çoğunlukla fiziksel olarak zarar görmedikleri için şiddet gördüklerinin ya farkında olmuyorlar ya da bunu kabul etmiyorlar! Oysaki duygusal şiddet kişilerde ruh sağlığına zarar vermekte, depresyona, güven eksikliğine ve insanların kendilerini sevmemeye başlamalarına sebep olmaktadır.
Duygusal şiddet gören kişi çoğunlukla kendisini suçladığı için iyileşme süreci de uzun olabiliyor. İyileşme süreci için atılması gereken ilk adım bu ilişkinin farkına varmak ve bir an önce uzaklaşmak.
İşte duygusal şiddet gördüğünüzün 20 işareti:
- Partneriniz sürekli sizi diğer insanların (aileniz, arkadaşlarınız hatta hiç tanımadığınız insanlar dahi olabilir) yanında utandırır.
- Yaptığınız her şeyi eleştirir ve sizi hiçbir şeyi doğru yapamayacağınıza inandırmaya çalışır!
- Size ya da sizin üzerinizden kırıcı, hoş olmayan şakalar yapar. Eğer ciddiye alırsanız fazla alıngan olmakla ya da şakadan anlamamakla suçlanırsınız.
- Yaptığınız her hareketi ve söylediğiniz her sözü kontrol altında tutmaya çalışır.
- Yardımcı olmak yerine sürekli size yaptığınız hataları ve kusurlarınızı hatırlatır.
- Duygularınızı önemsemez, aşırı duygusal olduğunuzu ya da yanlış düşündüğünüzü savunur.
- Bazen O’nunla yalnız kalmaktan rahatsızlık duyarsınız.
- Size sevgi göstermez, yaptığınız herhangi bir şeyi cezalandırmak için sevgisiz ve ilgisiz davranıp ders vermeye çalışır.
- Hayallerinizi ve hedeflerinizi küçümser, aptalca ve anlamsız olduklarını savunur.
- Başkalarının bilmesini istemeyeceğinizi bildiği halde sırlarınızı ve kendinize saklamak istediğiniz özel anlarınızı diğer insanlarla paylaşır.
- Çoğu konuda yetersiz olduğunuzu ve sizin için en iyi olanı kendisinin bildiğine inanır.
- Kendi problemleri ve mutsuzluğu için sizi suçlar.
- Yapılan hatalara gülmeyi bilmez, kendi yaptığı bir hataya başkası gülerse aşırı derecede sinirlenir.
- Tek başınıza bir yere gittiğiniz için ya da arkadaşlarınızla ve ailenizle vakit geçirmek istediğiniz için kendinizi suçlu hissetmenizi sağlar.
- Israrla her zaman kendisinin haklı olduğunu savunur çünkü siz hep haksızsınızdır.
- Sizi O‘nun için yeterli olmadığınıza inandırmaya çalışır. Her zaman sizden daha iyisini bulabileceğini dile getirir ve ilişkiniz için şükretmeniz gerektiğini savunur.
- Yeri geldiğinde tehdit eder fakat bunun adına “tavsiyede bulunmak” der.
- Parasal durumunuzu kontrol altında tutmaya çalışır. Neye ne kadar para harcadığınızı, aldığınız şeye ihtiyacınız olup olmadığını sorgular.
- Telefonla, mesajla nerde, ne yapıyor olduğunuzu sorar hatta kendi gözleri ile görmek için haber vermeden gelir.
- Yanlış anlamalara sebep olur ve sonrasında sizi aşkınızı ispat etmeye zorlar.
Kaynak: David Wolfe / GAIA DERGİ / ZUHAL ŞENGÜL