Sosyal Medyanın Etkisi Uyuşturucuların Etkilerine Benzer Mi?

Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının etkisinin uyuşturucuya benzediği iddia ediliyor? Peki bu iddia ne kadar doğru?

Çocuğunuzun sosyal medya kullanmasına izin vermek, onun kokain, alkol ve sigara kullanmasına eş değer olduğu iddia ediliyor. Eğer son zamanlarda sosya medyanın gençler üstündeki etkileriyle ilgili haberleri takip ettiyseniz bu iddialara inanmanız mümkün. Fakat bu iddiaları kanıtlayacak bilimsel deliller bulmak oldukça zor.

Gerçekte karşı karşıya olduğumuz durum çok daha karışık. Sosyal medyanın bir insanı nasıl etkileyeceğini öngörmek oldukça zor. Bu etkiler bir insanın kişiliğine, sosyal çevresine ve sosyal medya kullanım şekline göre zaman zaman pozitif veya negatif olabilir. Fakat sosyal medyayı bağımlılık yapan uyuşturuculara karşılaştıran haberler sosyal medyanın negatif yan etkilerine abartarak, pozitif yan etkilerini tamamen göz ardı ediyor.

Bu tarz haberler insanları korkutarak sağlıklı sosyal medya kullanımı azaltıyor. Nasıl çocuklarımıza şeker vermeyi onlara uyuşturucu vermekle eş değer görmüyorsak, çocuklarımızın sosyal medya kullanmasına izin vermeyi de onların uyuşturucu kullanmasına izin vermekle eş değer görmemeliyiz.

Bir iddianın bilimsel olarak kanıtlanabilmesi için ayrıntılarıyla test edilmesi gerekir. The Independent’ın ulaştığı uzmanlar “Çocuğunuza bir akıllı telefon vermek, onlara bir gram kokain vermek gibidir” başlığıyla yayımlanan haberi tamamen doğrulayabilmek için bir çocuğa hem bir gram kokain hem de bir akıllı telefon vermeniz ve daha sonra etkilerini karşılaştırmanız gerekir. Aynı şekilde, The Conversation’ın “Sosyal medya, Y-kuşağı için alkol ve uyuşturucu kadar zararlı” başlıklı haberini test etmek için Y-kuşağı gençlerine sosyal medya, alkol ve uyuşturucu verilmeli. Neyse ki üniversitelerde yürürlüğe giren etik yönergeler doğrultusunda bu tarz bilimsel çalışmaların yapılması seneler önce yasaklandı.

SOSYAL MEDYANIN ÇEŞİTLİLİĞİ

Belki de sadece okuyucuların dikkatini çekmek için yazılan abartılı haber başlıkları göz ardı edilmeli. Ancak bu büyük iddiaları göz ardı ederken bile, sosyal medyanın medya kapsamı yanıltıcı kalıyor. Örneğin, sosyal medyanın etkilerinden bahseden raporlar, gerçekleri fazlasıyla basitleştiriyor. Sosyal medya inanılmaz derecede çeşitli olup, farklı özellikler barındıran farklı sitelerden oluşmaktadır. Bu nedenle sosyal medyanın etkileri hakkında genelleme yapmak son derece zor ve yanlıştır.

Geçmiş araştırmalarla ilgili yapılan yeni bir gözlemde, Facebook’un etkisinin, hangi platform özelliklerini kullandığınıza bağlı olduğuna karar verdi. Facebook mesajlaşması üzerinden arkadaşlarınızla yaptığınız bir diyalog, ruh halinizi iyileştirebilir; fakat hayatınızı Newsfeed’inizdeki diğer kişilerin fotoğraflarıyla karşılaştırmak ters bir etki yaratabilir. Basın tüm sosyal medya sitelerini ve özelliklerini tek bir kavram olarak değerlendirerek, son derece karışık bir yapıyı basitleştirmeye çalışıyor.

OLUMSUZLUKLARA ODAKLANMAK

Yayımlanan haberler sadece sosyal medyayı basitleştirmekle kalmayıp aynı zamanda sosyal medyanın olumsuz yönlerini de yoğunlaşmıştır. Fakat bilimsel araştırmalar, sosyal medya kullanımının olumlu ve olumsuz sonuçlarının olduğunu gösteriyor. Araştırmalar, Facebook’un benlik saygısını arttırdığını ve sosyallik hissi teşvik ettiğini gösteriyor. İnsanların fizyolojik reaksiyonlarına bakıldığında, Facebook’a olumlu tepki gösterdikleri gözüküyor.

Aynı zamanda, sosyal medyanın refahı azaltabileceği ve sosyal kaygı düzeyini arttırdığı da tespit edilmiştir. 57 bilimsel araştırmanın analizi, sosyal medyanın yüksek narsisizm seviyeleri ile ilişkili olduğunu buldu. Bu çelişkili sonuçlar, sosyal medyanın olumsuz ve olumlu etkilere sahip olduğunun kanıtıdır.

Sosyal medyanın etkileri kullanım süresine bağlıdır. İngiltere’de 120 binden fazla genç ile yapılan bir çalışmada, orta düzeyde sosyal medya kullanımının zihinsel sağlık için zararlı olmadığı tespit edildi.

Ekran süresi ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi karşılaştıran bu çalışmada, ekranları makul bir miktarda (günde bir ila üç saat arasında) kullananların sosyal medyayı hiç kullanmayan ve günde üç saatten fazla kullananlara kıyasla kendilerini daha iyi hissettikleri görüldü. Dolayısıyla, uyuşturucuların aksine, sosyal medyada yoksunluk uygulayanların daha iyi bir ruh hali sergiledikleri kaydedilmedi.

Son zamanlarda basında çıkan haberler, aileleri çocuklarının sosyal medya kullanımını konusunda gereksiz yere endişelendirmiş olabilir. Artık medyanın sadece kötü konuları değil, aynı zamanda sosyal medyanın faydalı ve karmaşık taraflarını da yansıtma zamanı geldi. Sosyal medyanın etkileri, sosyal medyayı uyuşturucularla karşılaştırarak özetlenemez. Bu konu bu kadar basit değil.

NTV