1970’li yıllarda yaşanan Soğuk Savaş döneminde kıtalar arası atılan roketlerden haberdar olmak için Sovyet Rusya tarafından inşa edilen, tarihin en kuvvetli radarlardan birisi olan Duga-3 şimdilerde turistlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Turistler özel izin alarak radarı ve çevresini gezebiliyor.
Radarın üst noktalarından Çernobil nükleer santral kalıntısı da görülebiliyor.
1970’li yıllarda yaşanan Soğuk Savaş zamanında, kıtalar arası balistik roketlerin atıldığını anlamanız için kullanılabileceğiniz iki yöntem vardı.
Bunlardan ilki uzaya bir uydu fırlatmaktı. Ancak o zamanın şartları altında için bu hem pahalı, hem yorucu, hem de başarısız olma ihtimali yüksekti. İkinci alternatif ise dev bir radar sistemi kurmaktı.
Dönemin teknolojik imkanları ile normal bir radar sistemi ancak ufka kadar görebilir ve havadaki bir roketi algılasa bile, komuta zincirine tepki vermek için gerekli olan zamanı tanımaya imkan vermezdi.
Roketin fırlatılma zamanını ve yerini tespit edebilmek için çok kuvvetli bir radara ihtiyaç duyulmaktaydı.
Dev bir radar megawattlarca güç demekti.
Günümüzde karantina altında olan Çernobil bölgesine gidenler, tarihteki gelmiş geçmiş en kuvvetli radarlardan birisi olan kabul edilen Duga-3’ü, namı diğer Rus Ağaçkakanını görebilme imkanını yakalıyor.
Radardan çıkan sesler bir ağaçkakanın ağacı gagalama sesine anımsattığı için antene Rus Ağaçkakanı adı verildiği belirtiliyor.
Dev radar genel hatlarıyla 2 bölümden oluşuyor. Radarın birinci bölümü 150 metre yüksekliğinde ve 500 metre genişliğindeyken; ikinci bölüm ise 90 metre yüksekliğinde 250 metre genişliğinden oluşuyor.
Sovyet Rusların bir zamanlar başta ezeli rakipleri Amerika olmak üzere dünyanın gözünü korkutmasını sağlayan dev radar, şimdilerde ise bir demir yığınını andırıyor.