Siz de karşınızdaki kişinin yemek yerken ağız şapırdatmasından veya sakız çiğnerken çıkardığı o sesten rahatsız oluyorsanız, size güzel bir haberimiz var; bu rahatsızlığınız, yaratıcılığın bir işareti olabilir. Peki tüm bu rahatsızlık verici seslere rağmen elinizdeki işe odaklanmanızı sürdürebilen insanlardan mısınız?
O halde bu becerinizin de aynı zamanda yaratıcılığın bir işareti olabileceğini söyleyelim. Çünkü Northwestern University’den araştırmacıların yürüttüğü bir araştırma, yaratıcılığın farklı yönlerinin dikkatin farklı biçimleriyle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
Yaratıcılığın bir yönü, aykırı düşünmedir. Yani, dikkati esnek bir biçimde değiştirebilme ve bir soruna dair hızlıca birden fazla orijinal çözüm üretebilme yetisi. Araştırmacıların bulgularına göre, aykırı düşünme testlerinde iyi bir skor elde eden insanlar, dışarıdan gelen gürültüyü de engellemede başarılı olabilen insanlardır. Yaratıcılığa bakmanın bir başka yolu ise, mevcut yaratıcı çıktıyı değerlendirebilmektir. Ve yaratıcı işler üreten insanların genellikle de gürültüyü engelleme noktasında zayıf bir yeteneğe sahip olmaları muhtemeldir. Neuropsychologia‘da yayımlanan araştırma makalesinde, Richard Wagner, Marcel Proust ve Charles Darwin’in de aralarında bulunduğu bazı ünlü seçkin yaratıcı insanların, gürültünün rahatsız edici doğasından dolayı öfkelendiklerine değiniliyor.
Bilim insanları, dikkatin, yaratıcılıkla nasıl bir ilişkisi olduğuna dair iki farklı teori ortaya attılar. Bunlardan birisi, yaratıcı insanların ara ara dikkat kopması yaşayabilen insanlar olabileceğini, yani etraflarındaki her uyarana karşı açık olduklarını ve önemsiz uyaranları görmezden gelme noktasında yetersiz olabileceklerini ileri sürüyor. Bu durum, yaratıcı insanlar için iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Bir yandan, gürültü ve çevredeki diğer uyarıcı özellikler dikkat dağıtıcı olurken, diğer yandan da aynı durum filtrelenmemiş uyaran miktarının artmasıyla yaratıcılığı güçlendirebilir. Bu durum, görünüşte alakasız girdilerin bazılarının, insanların zihninde yeni veya yararlı yollarla birleşebileceği ihtimalini arttırır. Yaratıcılık ve dikkat arasındaki ilişkiye dair bir diğer bakış açısı ise, odaklanma yetisinin yaratıcılık için son derece önemli olduğunu ileri sürüyor. Nihayetinde, orijinal bir iş üretmek için insanlar yaptıkları işe odaklanmalı ve bütün dikkatlerini işlerine vermeliler.
Yeni materyali araştırma, onda ustalaşma ve hangi sorunun çözülmesi gerektiğini belirleme gibi görevler, bu tür bir gayretten yararlanmaktadır. Marie Curie çok güçlü bir konsantrasyonla işine odaklanırken, Leonardo da Vinci’nin detaylara takıldığı söylenir. Yapılan bu araştırma ise, bu iki açıklamanın da karşılıklı olarak yeterince geniş olmadığını ileri sürüyor. Dikkat dağıtıcıları engelleyebilip engelleyememenin farklı tür yaratıcılıklarla ilişkili olduğunu araştırmak adına, araştırma ekibi, yaşları 18 ile 30 arasında değişen 97 kişiyi aykırı düşünme testine tabi tuttu.
Katılımcılar, aynı zamanda da, müzik, dans, mimari tasarım, yaratıcı yazar, mizah, buluşlar, bilimsel keşif, tiyatro, film ve yemek pişirme sanatının on alanı üzerinde insanların yaratıcı başarılarını kataloglayan Yaratıcı Başarı Ölçeği’ne dahil edildiler.
Son olarak da, katılımcılar beyinlerinin benzer bir sesten hemen sonra tekrarlanan işitsel tıklamanın işlenmesinde ne kadar meşgul olduğunu ölçen bir testi tamamladılar. Bu test, ideal olarak ihmal edilmesi gereken fazladan bilgileri filtreleme becerisini değerlendirir.
Aykırı düşünme testinde iyi bir skor elde edebilen katılımcıların, dikkatlerini alakasız bir şeyden daha verimli olan bir şeye kolaylıkla yönlendirebilme becerisine sahip oldukları görüldü. Bu kişilerin aynı zamanda da duyusal olarak gereksiz bilgileri filtreleme görevinde de oldukça iyi bir başarı elde ettikleri gözlemlendi. Katılımcıların beyinlerinden alınan EEG sinyalleri, ikinci klik sesine dair daha az bir tepki verildiğini ortaya koyuyor, bu da alakasız uyaranlarla kendilerini “boğmadıkları” anlamına geliyor. Dolayısıyla, kısa bir zaman aralığında çok sayıda yanıt bulma becerileri, anlamsız veya yararsız bilgileri bloke ederek seçici olarak ilgili bilgilere odaklanmalarına bağlı olabilir. Bu yetenek, standardize testlerde iyi performans göstermek için gerekli becerilerden farklı değildir. Çünkü, araştırmacılar, aykırı düşünmenin de yüksek test puanları ve akademik başarı ile ilişkili olduğunu gördüler.
Çok sayıda yaratıcı iş üreten insanlar, önemsiz bilgiyi filtrelemede güçlük çekebiliyorlar. Aykırı düşünenlerle karşılaştırıldığında, bu insanların ikinci klik sesine daha fazla dikkat gösterme eğiliminde oldukları görülüyor. Bu durum, bu kişilerin son derece farklı fikirler arasında bağlantı kurabilme yetilerini açıklayabilir.
Kaynaklar Ve İleri Okuma: — Neuropsychologia. “Creativity and sensory gating indexed by the P50: Selective versus leaky sensory gating in divergent thinkers and creative achievers.” http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S002839321500041X — Braindecoder. “Your Hatred of Chewing Noises and Keyboard Clacking May Be a Sign of Creativity.” https://www.braindecoder.com/post/your-hatred-of-chewing-noise-and-keyboard-clacking-may-be-a-sign-of-cr-1435333151
Bu yazının kaynağı: BİLİMFİLİ.COM / GÜRKAN AKÇAY