Nesrin Cavadzade Antrenmanları paylaşan: thegeyik
Kış Güneşi adlı dizide oynayan daha önce de Ağır Roman’dan tanıdığımız Nesrin Cavadzade, sosyal medyada fotoğraf gönderenlerden bıkmış ve onların da artık buna son vermesini istiyor. Bunun için de harika bir yöntemi var. O fotoğrafları sergide yayınlayacak. Hürriyet’e verdiği röportaj oldukça ilginç:
Sosyal medyadan yaptığınız paylaşımlar erkeklerin size bakışını nasıl etkiliyor?
– Instagram’da özelden, mesajdan çıplak fotoğraflarını yolluyorlar. Başlarda çok üzülüyordum. Ama sonra aklıma dâhiyane bir fikir geldi. Şimdi hiçbirini silmiyorum, onlarla sergi açacağım. Kimliklerini de açıkça göstereceğim. Erkek cinselliğini bu şekilde sergilemekte bir sakınca görmüyorsa, kadın da bundan sanat üretmekte sakınca görmemeli.
Size dava açmazlar mı?
– Onların yaptıkları şey bir cinsel taciz. Dolayısıyla ben onlara dava açabilirim. Hiçbirinin penis fotoğrafını zorla almadım. Ne biliyorsun, belki ünlenecekleri için mutlu bile olabilirler.
Bu kadar çok çıplak erkek bedeninden ne öğrendiniz?
– Kadınların da bu kadar pervasız olabilme özgürlüklerinin olması gerektiğini öğrendim.
Nesrin Cavadzade, önceki gün verdiği röportajda yaptığı açıklamaların ardından özellikle erkek takipçilerinden çok sayıda mesaj aldı. Hemcinslerinin yaptığı yanlışları düzeltebilmek adına Nesrin’den dilenen özürler güzel oyuncuyu öylesine mutlu etmiş ki sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunmuş:
Dün çok şaşırtıcı bir şey oldu. Bugün de etkisi yayılarak çoğalmakta. Sayısı binleri bulan destek ve özür mesajları aldım. Hiçbir suç işlememiş, hiçbir saygısızlıkta bulunmamış erkekler hemcinsleri adına benden özür diliyorlardı. Hepsini okumak mümkün olmasa da mesajların genel tonunun “çok şaşırdık, çok utandık” olduğunu söyleyebilirim. Sevgili erkekler, şaşırmayın, bir kadın ismiyle sahte hesap açın, iki güzel, gösterişli fotoğraf yükleyin ve sonra olacakları bizzat deneyimleyin. Bu binlerce sözden daha etkili olur. Bütün bunlar bir yana, sizlerden aldığım mesajlar bana güç ve umut verdi. Kadın cinayetlerinde dünyanın neredeyse ilk sıralarında olduğumuz gerçeği ile karşılaştırıldığında bu destek seli inanması güç bir tablo ortaya serdi. Demek ki bitmemişiz. Demek ki insanlık tam olarak ölmedi. Demek ki hala umut var. Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim, güzel anaların güzel oğulları…
Röportaj ses getirince ise bu muzlu paylaşımı yaptı.
“Aynı şey değil. Bir kadının güzelliğini ya da seksapelini saklamak zorunda hissetmemesiyle, ona uzuv eşliğinde yollanan ve yedi ceddine kadar uzanan küfür mesajları aynı şey değil. Birincisi bir tavır ikincisi ise saldırı. “Ya bana da bir iki tane geldi ama neden Nesrin’e sergi açacak kadar çok?” zihniyeti ile “Ama mini etek giymişti!”, “Ama dekoltesi vardı!”, “Onun da o saatte orada ne işi varmış?”, “O da orasını burasını açmayacaktı arkadaş!” zihniyeti aynı b..kun farklı renklisi ve en korkuncu da işbirlikçi olması. Bu zihniyet Özgecan’ları, Münevver’leri ve sayısız daha nicelerini söküp aldı bağrımızdan. Günlerdir yüzlerce mesaj aldım. Beni en çok ama en çok çocuk yaştaki takipçilerimin “Nesrin abla” ile başlayan “sakın vazgeçme” ile biten mesajları kahretti. Bu çocuklar yaşadıkları yüzünden kendilerini suçlu hissediyorlar. Öyle ya, mutlaka yanlış bir şeyler yapmış olmalılar. Etekleri biraz fazla mı açıldı, gülerken seslerini biraz fazla mı yükselttiler, bir erkekle göz göze mi geldiler? mutlaka bunu HAK EDECEK, bir yanlışları olmuş olmalı. Dünyanın bir çok ülkesini ve sayısız şehrini gezip görmüş biri olarak bu sorunun renk, ırk, dil, din, sosyal statü, eğitim düzeyi ayırt etmeksizin ne kadar global çapta bir hacim kapladığını biliyorum. Gelecekteki kocamız, sevgilimiz, abimiz, babamız şu anda hiç tanımadığı bir kadına uzuv resmi yollayıp altına da tehdit savuruyor. Onunla yakında tanışacağız. Onunla tanışmadan önce ise- yani yolladığı uzvu dışında- ona bir şeyler anlatmanın, bir farkındalık yaratmanın yolunu bulmalıyız. Buradan bir açık çağrıda bulunmak istiyorum. Ben sergiyi her türlü yapacağım ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacım var. Sergiye kadar ise yukarıdaki muz sembolümüz olsun. Bu çarpık zihniyetten “bir ısırık” almaya geldiğimizi bilsinler. Sizi seviyorum ve destekleriniz için teşekkür ediyorum. Mesajlarınızı okuyorum ve sergiye katkıda bulunmak isteyen, sahte olmadıklarına emin olduğum hesapları da projeme dahil ediyorum. Güçlü kalın.”