Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 10 Vampir Filmi

Vampirler gün batımından itibaren ortaya çıkan ve gece boyunca insanları avlayıp onların kanı ile beslenen mitolojik bir varlıktır aslında. Ama günümüzde vampir denildiğinde akıllara -popülerliği yüzünden- Alacakaranlık serisinden Edward ve ailesi akıllara geliyor. Fakat bu listede kusura bakmayın o seriye yer vermiyorum. Çünkü vampirlik bu değil!

Bu hafta sonu ne izlesem diye düşünenler için bu güzel, kanlı ve korkulu listeyi sunuyoruz. Bu hafta sonu bile olmasa ölmeden önce bir izleyin ya da bir vampir tarafından ısırılmadan önce!

1- Bram Stoker’s Dracula (1992)

Bram Stoker’ın romanından uyarlama olan film meşhur The Godfather filminin yönetmeni Francis Ford Coppola tarafından çekilmiş. Oyuncu kadrosu ise gayet gösterişli. Gary Oldman, Anthony Hopkins, Keanu Reeves gibi isimler gözümüze çarpıyor. Drakula filmi vampir filmleri arasında en unutulmaz klasikler arasında yerini çoktan alıyor. Aynı zamanda 1993 yılında En iyi makyaj, kostüm ve ses efektleri dalında Oscar ödüllerini de toplamıştı.  Bu film için neredeyse kitaba en sadık kalan uyarlama diyebilirim.  Genç bir avukatın nişanlısına vurulan Drakula’nın planlarını görebileceğiniz bu filmi izlemenizi deli gibi tavsiye ediyorum.

2- Interview with the Vampire (1994)

Sanırım izlediğim ilk vampir filmi buydu ki benim doğduğum yıl çıkmış zaten. Filme saygı duymamam imkansız, benimle yaşıt yahu! Film aslında Anne Rice’ın 1976 tarihli Vampirle Görüşme adlı romanın uyarlaması olarak karşımıza çıkmış.

Filmin yönetmeni başarılı yönetmenler arasında yer edinmiş Neil Jordan’ın ta kendisidir. Filmde bir neslin kalbini çalan oyuncular yer alıyor. Lestat rolünde Tom Cruise’a ek olarak Brad Pitt, Antonio Banderas, Kirsten Dunst filmdeki rolleriyle dikkat çekiyorlar. Hatta Kirsten Dunst resmen minnacık bir çocuk! Kıvır kıvır saçları ile vampirliği adete bir porselen bebeğe dönüştürmüş kendisini.  Ayrıca filmin müziklerine ayrıca bakmanızı istiyorum; çünkü Elliot Goldenthal harikalar yaratmış. Filmde bir vampirin insan öldürmemek için girdiği çabaları görünce resmen yüreğimiz burkuluyor, sen gel ben sana kanımı vereyim diyorsunuz.

https://www.youtube.com/watch?v=b7m_n2aM51Q

3- From Dusk Till Dawn (1996)

Filmin benim için önemli olmasının sebeplerinden biri yönetmeninin Sin City filminden de tanıdığımız Robert Rodriguez olmasıdır, ikincisi ise oyuncular arasında başka bir sevdiğim yönetmen Quentin Tarantino olmasıdır. Filmin akıllara işleyen en önemli sahnesi şüphesiz Salma Hayek’in yılan dansı sahnesidir. Ki dans sahnesi sinema tarihinin en seksi sahnelerinden biri olarak görülüyor. Yarı gangster yarı vampir filmi olarak izleyebileceğimiz bir film olmuş. Çünkü filmin ikinci yarısı baya korku filmine dönüyor.

4- Blade (1998)

Vampir filmi dediğimizde de vampir peşinde koşup hayatındaki tek amacı onları öldürmek olan biri aklımıza geliyor: Blade! Vampirleri genelde beyaz ve soluk tenli gösteren sinema Blade filmi ile buna  bir ara vermiş ve siyahi bir yarı-vampiri bizlere göstermek istemişler. Şöyle de bir şey var ki Blade, Marvel çizgi roman karakterlerinden biri ve biz onun uyarlamasını izliyoruz. 1998 yapımının ardından iki film daha çekilmiş ve üçleme haline getirilmiş. Filmde Wesley Snipes, karakteri resmen yaşamış. Filmin yönetmeni ise Stephen Norrington.

5- Queen of the Damned (2002)

Açık ara izlediğim en iyi vampir filmlerinden biri de Lanetliler Kraliçesi’ydi . Vampir Lestat olarak başrolü kapan Stuart Townsend bir zamanlar benim de kalbimi kapmıştı. Sivri yüz hatları ile bence gayet çekici bir vampir olmuş.  Kraliçe Vampir rolünde ise Amerikalı Rap yıldızı Aaliyah bulunuyor. Matrix filmlerinde de oynaması düşünülürken bu filmin çekimlerinden hemen sonra geçirdiği bir uçak kazasında yaşamını yitirmişti.

Filmin yönetmeni Michael Rymer aynı zamanda şu an yayında olmasa da hepinizin hakkında bir şeyler duyduğu Hannibal dizisinin de yapımcılarından biriydi. Filmde insanları etkilemek için rock yıldızı olan bir vampir ve bu vampiri kullanarak dünyayı ele geçirmeyi planlayan bir vampir kraliçenin arasında geçenleri görüyoruz. Hatta bir ara baya şehvetli bir aşk yaşıyorlar.

6- Van Helsing (2004)

Van Helsing ismi kulağımıza aşina olduğu üzere bir vampir avcısıdır. Filmin senaryosunu yazıp aynı zamanda yönetmenliğini yapan Stephen Sommers, Bram Stoker’ın yarattığı bu ünlü vampir avcısı karakterini ve korku edebiyatının önde gelen canavarlarını aynı filmde buluşturmuştur. Baş rolde ise Hugh Jackman var -ki kendisi de genç kızlarını kalbini çalanlar listesinde- İnsanlığı dünyadaki her türlü kötülükten kurtarmak için gelen Van Helsing ve yardımcısının hareketli serüvenine sizi davet ediyorum.

7- Abraham Lincoln: Vampire Hunter (2012)

Yine bir vampir avcısı filmi ile karşı karşıyayız. Ne çekti bu vampirler yahu, ne yapsınlar doyurmasınlar mı karınlarını? Bu film de aynı zamanda bir roman uyarlaması olarak karşımıza çıkıyor. Filmin yönetmeni ise Timur Bekmambetov. Film, Abraham Lincoln’un ‘gizli günlükleri’ üzerinden nasıl vampir avcısına dönüştüğünü anlatıyor. Başrollerde ise Benjamin Walker, Anthony Mackie, Dominic Cooper, Mary Elizabeth Winstead gibi isimler bulunuyor. Vampirler ile insanlar arasındaki iktidar mücadelesini bu filmde çok iyi bir anlatımla görebiliyoruz.

8- Only Lovers Left Alive (2014)

Erselik görüntüsü ve soluk teniyle Tilda Swinton’ı “vampir gibi vampir” olur diyerek seçmiş sanırım yönetmen. Ben Tilda’nın çok çok fazla hayranıyım ki diğer bir başrol oyuncusu olan  Tom Hiddleston’ın da çok çok hayranıyım. Bence ikisi birlikte çok güzel vampir sevgililer olmuşlar. Film biraz durağan gidiyor ama sizi kendisine bağlayacak bir hikayeye sahip.

Filmin  yönetmeni aynı zamanda senaristi olan Jim Jarmusch’ın da görüntüsü tıpkı bir vampir gibi. Kendisi zaten evinden pek dışarı çıkıp da toplum içine karışmayı sevmiyormuş. Filminde de eve kapanmış depresif vampirlerden bahsediyor zaten.

9- Dracula: Untold (2014)

Filmde bir vampir hikayesinden çok Dracula’nın yani III. Vlad’ın hikayesine odaklanılıyor. Yaşadığı olaylar, başından geçenler ve neden vampir olduğuna dair  kronolojik bir sıra içerisinde geçiyor film. Aslında biz Dracula’yı hep vampir olarak gördük ama bu filmde anlatılmamış olan Kazıklı Voyvoda hikayesini epik bir aksiyon filmi olarak izliyoruz. Bana kalırsa film biraz daha uzun olabilirmiş; bittiğinde “Aaaaa bu kadar mıydı yaa!” demişliğim var. Filmde Osmanlı’lardan da bahsediliyor. Türk kelimesi baya da geçiyor. Asın bayrakları as, as, as!

Yönetmen Gary Shore’un sanırım gişe yapan filmi bu olsa gerek. Görsel bir şöleni yakalamış ama kendisini tebrik ediyorum. Dracula rolünde gönlümüzü çalan bir yakışıklı Luke Evans görülüyor.

10- A Girl Walks Home Alone at Night (2014)

Bu filmi festivalde izlemiştim. Festival kitapçığında bu neymiş ki ya diye okumaya başladım. Hoşuma da gitti. Amerikan, İngiliz vampirlerin aksine bir İranlı vampir filmi ile karşı karşıyaydım. Filmin yönetmeni ise Ana Lily Amirpour adında genç bir hanımefendi. Kadın yönetmenleri daha çok görmek istediğim bir dönemde filmini izlemeseydim olmazdı. Baya baya saran bir film yani bence izleyin.