Connect with us

DİZİ - FİLM

İzleyenleri Ağlatan 10 Yerli Aşk Filmi

Bazen bir film gelir, başlarsın izlemeye ve daha ilk yarım saatte bir bakmışsın…
Boğazın düğümlenmiş, burnun sızlıyor, “ben hasta mı oluyorum?” diye kendini kandırıyorsun.

Sonra sahne bir açılıyor:
Göz yaşları, sel olmuş akıyor…

İşte bugün size, izleyenlerin kalbini paramparça edip, mendil stoklarını tüketen, en duygusal 10 yerli aşk filmi listesini getiriyoruz.

Hazır olun! Yanınızda bir kova dondurma ve en az 3 paket mendil bulunsun. Başlıyoruz! 😢💔

Advertisement

1. Issız Adam (2008)

Söz konusu yerli aşk filmleri ve gözyaşları olunca, Issız Adam’ı atlamak olmaz.
Cemal ve Alper’in hikâyesi o kadar gerçek, o kadar çıplak anlatıldı ki, herkes kendi kalp kırıklığını bu filmde buldu.

ıssız adam

Klişe bir aşk hikâyesi bekleyenler yanıldı, çünkü hayat gibi acı bir sonla bitti.
O meşhur “ahh” dedirten final sahnesi var ya… İşte orada bir ülke topluca ağladı.

“Her sabah uyanıp, içim ezilerek seni hatırlamak var ya…”

Diyerek gömdü bizi Alper.


2. Aşk Tesadüfleri Sever (2010)

Kim demiş tesadüfler sadece filmlerde olur diye?
Gerçek bir hikâyeden esinlenen bu filmde, Özgür ve Deniz’in yolu, yıllar sonra yine kesişir.

Film boyunca müzikler, Ankara sokakları, anılar…
Hepsi üst üste gelir ve finalde resmen kalbimizi tuzla buz eder.

Advertisement

Özellikle bir tren sahnesi var ki…
İzleyen herkes ekrana donup kalmıştı.


3. Bir Küçük Eylül Meselesi (2014)

“Mutlu bir insan, bir gün nasıl birdenbire mutsuz olur?”

İşte bu sorunun cevabını, Eylül ve Tekin’in hikâyesinde buluyoruz.
Ege’nin o masmavi sahilleri bile film boyunca hüzünlü görünür oluyor.

Son yarım saatte kimin gözleri dolmadıysa, o kesinlikle bir uzaylıdır.
Eylül’ün kayıp hafızası geri geldikçe, biz de kalbimizden birer parça kopararak izliyoruz.

Advertisement

4. Delibal (2015)

Tatlı mı tatlı, deli mi deli bir aşk hikâyesi…
Barış ve Füsun’un hikâyesi, izleyen herkesi hem aşka hem de hayata karşı bir parça daha hassas yapıyor.

Delibal, bir aşk hikâyesi olmanın ötesinde, psikolojik bir derinlik de taşıyor.
Ve son sahne…
İzleyenlerin gözlerini sile sile bitiremediği bir veda!


5. Sadece Sen (2014)

“Birbirine tutunmaktan başka çaresi olmayan iki yalnız insan.”

Kör bir kadın ve geçmişi karanlık bir adamın hikâyesi bu.
Başrollerde Belçim Bilgin ve İbrahim Çelikkol öyle bir uyum yakalamış ki, gerçek hayatta aşk yaşamışlar sanırsınız.

Advertisement

Film boyunca umutla dolup dolup taşarken, finalde ağlamamak için taş olmak lazım.
Ve evet, Sadece Sen, ağlamayı sonuna kadar hak ediyor.


6. İncir Reçeli (2011)

“Sen hiç incir reçeli yedin mi?”

Can ve Duygu’nun aşkı, bir anda başlayan ve hayatı alt üst eden türden.
Mutsuz bir adam, renkli bir kadın ve…
Hayatın tüm acımasız gerçekliği.

Film bittiğinde hissettirdiği şey: Eksiklik.
Sanki hayatından birini kaybetmişsin gibi.

Advertisement

Müzikleriyle, replikleriyle, aklımızdan çıkmayan filmlerden biri oldu.


7. Aşk Kırmızı (2013)

Bu film tam bir ihanet ve tutku bombası.

Gerçek aşkın mı yoksa yasak aşkın mı daha güçlü olduğunu sorgulatan film, ilişkilerin karanlık yüzünü gözler önüne seriyor.

Ve tabii ki…
Yasak olan aşkın verdiği o tarifsiz acı, izleyenin içini parça parça ediyor.

Advertisement

İzlerken “böyle sevilmek mi, böyle yanmak mı?” sorusunu kafanızdan atamayacaksınız.


8. Senden Bana Kalan (2015)

Gencecik iki insanın hayatın tam ortasında buluşması.
Ve tam da birbirine sarılmışken, hayatın araya girmesi…

Özellikle genç izleyicilerin kalbini derinden sarsan bu film, aşkı “sonsuza dek” sananların filmiydi.

O saf, tertemiz aşkı izlerken, insanın içi bir tuhaf oluyor.
Sonunda ise… Mendilleri hazırlayın.

Advertisement

9. Babam ve Oğlum (2005)

Evet, teknik olarak aşk filmi değil, ama…
İçindeki evlat sevgisi, eş sevgisi, hayat sevgisi o kadar güçlü ki, aşk tanımına bambaşka bir boyut getiriyor.

Sadık ve Deniz’in hikâyesinde, aşkın sadece romantik bir şey olmadığını,
bazen bir bakışta, bir sessizlikte yaşandığını görüyoruz.

İzleyen herkesin gözlerinden şelale gibi yaşlar boşaltan film!


10. Kelebeğin Rüyası (2013)

Gerçek bir hikâyeden uyarlanan bu film, genç yaşta hayata veda eden iki şairin acıklı öyküsünü anlatıyor: Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu.

Advertisement

Filmde aşk var, umut var, hayal var, hastalık var…
Kısacası, hayatın acıyla yoğrulmuş bütün gerçekliği var.

Ve son sahneleri…
Gerçekten sadece gözleriniz değil, ruhunuz bile ağlıyor.


Final: Aşk, Acıysa Da Güzeldir

Aşk sadece mutlu sonlarla bitmiyor.
Bazen en unutulmaz aşk hikâyeleri, tam da acının ortasında doğuyor.

Bu filmler bize şunu hatırlatıyor:
Sevmenin, kaybetmenin, özlemenin ne kadar insanca, ne kadar gerçek olduğunu.

Advertisement

Ve evet, gözyaşlarıyla biten filmler, bazen en çok kalbimize dokunanlar oluyor…


The Geyik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Advertisement
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Bunları da sevebilirsin