Smithsonian’ın Küresel Sağlık Programı’ndan araştırmacılar, Myanmar’daki yarasalarda 6 yeni koronavirüs keşfetti. Yazarlara göre, yeni keşfedilen koronavirüsler, SARS, MERS veya COVID-19’a neden olan koronavirüslerle yakından ilişkili değil. Ancak ileri araştırmalar, insan sağlığına önelik riskleri daha iyi anlamak için bu virüslerin türler arasında bulaşma potansiyelini değerlendirecek.
9 Nisan’da PLOS ONE’da yayınlanan bulgularun, yarasalardaki koronavirüslerin çeşitliliğini anlamaya yardımcı olacağı ifade edildi. Ayrıca Kovid-19 pandemisinin ışığında, halk sağlığını tehdit edebilecek bulaşıcı hastalıkları tespit etme, önleme ve bunlara yanıt verme konusunda küresel çabalara katkı koyacağı bildirildi.
Çalışmanın başyazarı ve yaban hayatı veterineri Marc Valitutto, “Viral pandemiler bize insan sağlığının yaban hayatı ve çevre sağlığıyla ne kadar yakından bağlantılı olduğunu hatırlatır” dedi ve ekledi:
Dünya çapında insanlar yaban hayatıyla artan sıklıkla etkileşime giriyor. O yüzden bu virüsleri ne kadar iyi anlarsak (mesela mutasyon geçirmelerini neyin sağladığını ve diğer türlere nasıl bölündüklerini) pandemi potansiyellerini de o kadar iyi kavrarız.
Araştırmacılar bu yeni virüsleri, PREDICT projesinin bir parçası olarak hastalık yayılma durumlarını daha iyi anlamak için hayvanların ve insanların biyo-gözetimini yaparken tespit etti. ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen bir girişim olan PREDICT, hayvanlardan insanlara yayılma potansiyeli taşıyan patojenlerin keşfini ve gözetimini içeriyor.
Myanmar’daki PREDICT ekibi, insanların arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle yaban hayatıyla yakın temas kurma olasılığının daha yüksek olduğu alanlara odaklandı. Mayıs 2016’dan Ağustos 2018’e kadar bu bölgelerdeki yarasalardan 750’den fazla tükürük ve dışkı örneği toplandı. Uzmanlar yarasalarda birçoğu henüz keşfedilmemiş binlerce koronavirüsün bulunduğunu tahmin ediyor.
Örnekleri test eden araştırmacılar, bulgularını bilinen koronavirüslerle karşılaştırdı ve 6 yeni koronavirüs keşfetti. Ekip ayrıca Güneydoğu Asya’daki başka yerlerde bulunan ama daha önce Myanmar’da tespit edilmemiş bir koronavirüs de saptadı.
Peki özellikleri ne?
Makalenin yazarlarına göre yeni keşfedilen virüsler, SARS, MERS veya Kovid-19’a neden olan koronavirüslerle yakından ilişkili değil. Ancak insan sağlığına yönelik riskleri daha iyi anlamak ve diğer türlere yayılma potansiyellerini değerlendirmek için ileri çalışmalar gerekli.
Yazarlar ayrıca bu bulguların, zoonotik hastalıkların vahşi yaşamda ortaya çıkışına yönelik gözlemlerin önemini vurguladığını ifade etti. Buna göre bulgular, halk sağlığına yönelik potansiyel virüs tehditlerini daha iyi tespit etmek için yarasa popülasyonlarının gelecekteki gözetimine rehberlik edecek.
Science Daily’nin aktardığına göre Smithsonian’ın Küresel Sağlık Programı direktörü ve çalışmanın yazarlarından Suzan Murray, konuyla ilgili şunları ifade etti:
Birçok koronavirüs insanlar için risk oluşturmayabilir. Ancak bu hastalıkları hayvanlarda erkenden tespit ettiğimizde potansiyel tehdidi kaynağında araştırmak için değerli bir fırsatımız olur.
Yarasalar yakın geçmişte yaşanan ve hayvandan insana bulaşan pek çok hastalığın başlıca sorumlusu kabul ediliyor. Ebola, SARS, Marburg, Nipah gibi virüslerin yanı sıra şimdi de Kovid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsünün de yarasalardan kaynaklandığı düşünülüyor.
Geçen ay hakemli bilim dergisi eLife’da yayımlanan bir çalışmada yarasaların uçma yeteneği kazanma sürecinde virüsler için gelişme alanına dönüştüğü öne sürülmüştü. Yarasalarda hız kazanan viral dinamiklere karşı uyaran çalışma, yarasaların evrimsel süreçte uçmasını sağlayan bazı adaptasyonların yüksek işlevli bir bağışıklık sistemine sahip olmalarını sağladığı ifade edilmişti.
Independent Türkçe, Science Daily