Muhammed Ali Hakkında 10 İnanılmaz Gerçek

Muhammed Ali’yi anlatmak biz genç nesil için gerçekten çok zor. Babalarımızdan dinlediğimiz hayat hikayesi, uykusuz gecelerde izlenen efsane maçları o günleri görememiş bizler için inanılması imkansız bir masal gibi. Ancak araştırdıkça görülüyor ki Muhammed Ali şöhretinin çok ötesinde yaşamış, sadece ringlerde değil hayatının her alanında mücadele etmiş muhteşem bir figür. Boksörlüğü kadar keskin zekası ve uğradığı ayrımcılığa karşı verdiği onurlu mücadele onu tarih boyunca unutulmaz bir isim olarak gelecek nesillere aktaracak. Biz de gerek onu tanımayan genç nesiller gerekse de bir kez daha anmak isteyenler için hayat hikayesinden ilginç dönüm noktalarını derlemek istedik. Kemerlerinizi bağladıysanız işte size efsane boksör Muhammed Ali hakkındaki inanılmaz gerçekler!

10-) MUHAMMED ALİ BOKSA NASIL BAŞLADI?

genc-muhammed-ali

1954 yılının Ekim ayında babasının Noel’de hediye ettiği kırmızı Schwinn marka bisikleti bir panayırda çalınınca küçük Ali (o zamanki adı (Cassius Clay) yana döne polisi aramaktaydı. Irkçılığın ve ayrımcılığın had safhada olduğu o yıllarda ağlayan zenci bir çocuğu hiçbir polis dinlemezdi, ama o kararlıydı. Aradığı polisi yakınlarda bir çadırda boks maçı izlerken buldu. Atmosferden öyle etkilendi ki şikayetiyle ilgilenmeyen polisi ve bisikletini çalanları ringdeki boksör gibi yere sermeye yemin etti. Gözleri yaşlı bir şekilde girdiği spor salonunda ilk boks hocası Joe Elsby Martin’le tanıştı. Martin’in elinde hamur gibi yoğrulan Ali kısa sürede diğer çocukların arasından sıyrıldı. Columbia Gym adlı bu ufak spor salonunda başlayan bu macera kısa sürede eyalet çapında 6 ödül kazanmasıyla bambaşka bir yola girdi.

9-) UÇMAKTAN KORKAN SÜPER KAHRAMAN: ALİ

MUHAMMED ALi
Muhammed Ali 18 yaşına geldiğinde adı artık Amerika sınırlarından dışarı taşıyordu. Ancak kendisini bu sınırların dışına çıkarması kendisi için hiç de kolay olmadı. Çünkü ringlerde kelebek gibi uçup arı gibi sokan Muhammed Ali uçmaktan korkuyordu. 1960 Roma Olimpiyatları’na katılmak için kafilenin uçakla Roma’ya gideceğini öğrendiğinde uçağa binmemek için uzun süre direnmişti. Antrenörü Joe Martin’in uzun ısrarlarıyla ikna olan Ali uçağa ancak bir paraşüt alıp giyerek binebildi. Yolculuk boyunca paraşütü sırtından çıkarmayan Ali’nin kan ter içinde dualar ederek Roma’ya gitti. Bu yolculuğun tanıkları Ali için sadece uçmaktan korkan bir süper kahraman gibiydi dedi. Ülkesine döndüğünde ilk yaptığı iş bütün kafileye yetecek bir otobüs satın almak oldu ve ömrü boyunca bir daha uçağa binemedi. Muhammed Ali’nin kızı Maryum Ali: “Babamı korkarken gördüğüm tek uçağa bindiği andır” diyerek ömrü boyunca bu korkusunu yenemediği söylemiştir.

8 -) NEHİRE ATILAN MADALYA EFSANESİ
muhammed-ali-1960-roma

Muhammed Ali’nin hayatına dair en çok bilinen hikayelerden bir tanesi de olimpiyat madalyasını Ohio Nehri’ne attığı olaydır. Olimpiyatların ardından ülkesine döndükten kısa bir süre sonra boynunda madalya ile girdiği restoranttaki garsonlar kendisine zenci olduğu için servis yapmayın 1960 Roma Olimpiyatları’nda Polonyalı boksör Zbigniew Pietrzykowski’yi yenerek kazandığı altın madalyasını Ohio Nehri’ne attığı söylenir. 1975 yılında yazılan bir Muhammed Ali otobiyografisine dayandırılan bu hikaye aslında gerçek değildir. Bir röportajda Ali bu konu hakkında “Madalyamı kaybetmiştim komite yenisini gönderdi” Nehire atmak gibi bir olay yok demiştir. Ancak gerçek olan bir şey vardı ki o da uğradığı ayrımcılık tüm hızıyla devam ediyordu. Amerika’daki resmi isimler dahil herkes İslamiyet’i seçip Muhammed Ali adını almasıyla rağmen onu ısrarla Cassius Clay olarak çağırıyorlardı.

7-) MUHAMMED ALİ ŞİKE YAPTI MI?

1964 yılına gelindiğinde Muhammed Ali 22 yaşında olimpiyat şampiyonu unvanına sahip bir boksördü. Gözünü Ağır Siklet Dünya Şampiyonluğu’na diktiğinde o makamda Sonny Liston oturuyordu. Liston ile iki kez karşılaştı Ali bu iki maç da boks tarihine şike şüphesiyle geçti. Sonny Liston sıradan bir boksör değildi çünkü mafya ile içli dışlı olmuş hapse girip çıkmış bir isimdi. Muhammed Ali ile çıktığı ilk unvan maçında tabiri caizse yediği ilk fiske ile yere yıkılmış ve M.Ali’yi şike yapmakla suçlamıştı. Boks tarihine “Phantom Punch” olarak geçen bu tiyatroyu kimse yememiş ama anlam da verememişti. Bu kötü oyunun birkaç muhtemel sebebi olabilirdi:

1) Liston, mafyaya borcunu ödemek ya da bahisten büyük bir vurgun için bilerek yenildi.

2) O dönem Muhammed Ali’yi sahiplenen İslam örgütü (Nation of Islam) ve Malcolm X sempatizanları Liston’ı ölümle tehdit etti.

Gerçek sonradan anlaşıldı ki Liston vs Ali maçları FBI’ın 7 yıl boyunca sürdürdüğü bir şike operasyonunda takibe takılmıştı. FBI açıklamasına göre Muhammed Ali tarafının şike yaptığını gösteren hiçbir bulguya rastlanmamıştı.

6-) MUHAMMED ALİ’NİN MÜZİK KARİYERİ
I-Am-the-Greatest
Muhammed Ali başarılarla dolu boks kariyerinin yanı sıra kısa ama etkili bir de müzik kariyerine sahip. 1964 yılında ilk albümü I Am The Greatest’ı yayınladı. Çoğunlukla şiir yorumlarından oluşan bu albümün “The Gang’s All Here” adlı bir başka çalışmasında 1960’ların klasiklerini yorumladı. Ancak İslamiyet’i seçip adını değiştirmesinin ardından plakçısı Columbia Records bütün albümlerini piyasadan toplattı. Bu durum onun müzikle olan bağını kopartmadı ve 1976 yılında bir albüm daha çıkarttı.

5-) CAN KURTARAN MUHAMMED ALİ

1981 yılında Vietnamlı olduğu iddia edilen 21 yaşında bir genç intihara kalkıştığında onu kurtarmaya çalışanlar ne istediğini sordu. Muhammed Ali ile konuşmak istiyorum dediğinde şaşkınlıkla etrafına bakınanlar koskoca Muhammed Ali’nin bu ne idüğü belirsiz genci ayağına geleceğine ihtimal vermiyorlardı. Ancak Muhammed Ali yine büyüklüğünü gösterdi ve intihar etmek isteyen genci yarım saat dil dökerek ölümden kurtardı. Olayın sonunda gazeteler Muhammed Ali’nin sözlerini yazdı: “Bir hayat kurtarmak dünyanın bütün şampiyonluklarından daha değerlidir.” İnsanların ona neden saygı duyduğunu bir kez daha gösterdi.

4-) GÜREŞÇİYE KARŞI SAVAŞAN BOKSÖR: MUHAMMAD ALİ VS A. INOKİ

1976-muhammad-ali-antonio-inoki
Muhammad Ali kariyerinin zirvesindeyken bütün dünyadaki sporcularında imrendiği bir isimdi. Onunla maç yapmak için sık sık kendisine meydan okuyorlardı ancak içlerindeki en ilginç meydan okumalardan bir tanesi Antonio İnoki’den geldi. Çünkü İnoki bir boksör deği Mixed Martial Arts yani Karma Savaşlar Sanatı icra eden başarılı bir Japon güreşçiydi. Buna rağmen Muhammad Ali meydan okumasını kabul etti ancak menajeri ve antrenörü bunun Ali’yi sakatlamaya yönelik bir organizasyon olduğunu düşünüyordu. Karşılaşmanın boks kurallarına mı yoksa MMA kurallarına göre mi yapılacağı tartışılarak İnoki’nin sadece belden aşağısına tekme atabileceğinde uzlaştılar. Karşılaşma 3-3 beraber bittiğinde Muhammed Ali yıkılmamıştı ama bacaklarında uzun süreli hasarlar oluşmuştu. İnoki ise Muhammad Ali’den aldığı 6 yumruğun etkisiyle olsa gerek İslamiyet’i seçip kariyerine modern güreşte devam etti.

3-) SİHİRBAZ MUHAMMED ALİ
Gerek canlı izleyenler gerekse de biz gibi sonradan öğrenen herkesin bildiği gibi Muhammad Ali sadece boksör değil komple bir sahne adamıydı. Kalabalığı coşturmayı sadece ringlerde değil ring dışında da çok iyi yapıyordu. Bunun için kullandığı yöntemlerden fazla bilinmeyen bir diğeri ise illüzyon numaralarıydı. Evet, Muhammed Ali aynı zamanda bir sihirbazdı. Amatörlüğün bir tık üstündeki numaralı zamanın ünlü illüzyonisti David Copperfield’dan bile övgü almıştı. Muhammed Ali İslamiyet’i seçtikten sonra sihirbazlığın günah olduğunu düşündüğü için bir daha hiçbir numara sergilemedi.

2-) MUHAMMED ALİ SUPERMAN’E KARŞI!
ali-vs-superman
1978 yılında Muhammad Ali’nin ringlerde başlayan efsanesinin cazibesine çizgi roman dünyası da kayıtsız kalamadı. Bir çizgi romana konu olacaksa en iyisiyle olmalı diye düşündüklerinden olsa gereke Muhammed Ali ile Superman’i aynı ringde buluşturan Dennis O’Neil ve Neal Adams iki kahramanın dünyayı uzaylı istilasından kurtardığı bir hikaye kurgulamış. Çizgiromanın kapağında gördüğünüz gibi Muhammed Ali ve Superman ringde kapışırken onları izleyenler arasında Frank Sinatra, Jackson’s Five, Kurt Vonnegut gibi dönemin ünlü isimleri çizilmiş.

1-) MUHAMMED ALİ’NİN IRAK’TAN REHİNE KURTARIŞI

1990’lara gelindiğinde o kelebek gibi uçup arı gibi sokan savaşçıdan eser kalmamış gibiydi. 1981 yılında Trevor Berbick’e karşı dramatik bir yenilgi alan Muhammed Ali boksu bırakmış, 1984 yılında itibaren de parkinson hastalığı ile mücadele etmeye çalışıyordu. Ancak tüm bunlar içindeki savaşçıyı hâlâ yenememişti. 1990’lar tüm dünyanın gözünü Irak’a, Saddam Hüseyin’e çevirdiği yıllardı aynı zamanda. Kuveyt’i işgal eden psikopat diktatör ülkesinde yaşayan 700’ü Amerikalı 2.000 yabancıyı rehin almıştı. Bir Müslüman olarak devreye giren Muhammed Ali, Bağdat’a bizzat gidip Saddam Hüseyin’le rehineleri serbest bırakması için görüştü. Bağdat’a bir politikacı olarak değil bir Müslüman olarak geldim diyerek o gün 15 rehineyi kendisiyle beraber Amerika’ya geri götürmüştü. Bu hamlenin işe yaradığını gören diğer devletler de aynı taktiği uyguladı. Japonya da İslamiyet’i seçen Muhammed Ali’nin eski rakiplerinden Antonio Inoki’yi Irak’a göndermiştir. Ali’nin hayatından ilginç kesitler derlemeye çalıştığımız bu yazıda da gördüğünüz gibi onun gibisi bir daha gelmez. Teşekkürler Şampiyon!
Kaynak: EnlerinGünlüğü