Bournemouth, İngiltere’nin soğuk ve kasvetli havasıyla ilgili ön yargılarınızı baştan aşağı yıkabilecek, gerek doğası gerek insanlarıyla eğlence ve huzurun buluştuğu bir yer. Özellikle İngiltere’ye dil eğitimine giden öğrencilerin tercih ettiği bu sevimli kasaba (nam-ı diğer b’mouth), sizi kendinizi evinizdeymişçesine rahat ettirecek ve hatta evinizden daha huzurlu bir ortam sağlayacak.
Londra’nın 2 saat güneyinde yer alan Bournemouth’da birçok yer elinizin altında olacak; gece hayatıyla meşhur olan ikiz kardeşi Brighton, Harry Potter’da sıkça gördüğünüz Bristol, Titanic’in yola çıktığı Soundhampton gibi şehirlere çok kısa sürede ulaşabileceksiniz.
Bournemouth’un 11 millik güzelim plajından bahsedecek olursak… Atlantik okyanusunda yüzmek gibi bir deneyim yaşamak istiyorsanız birazcık cesur olmanız gerekiyor. Ayaklarınızı suya soktuğunuz anda soğuktan nefesiniz kesilebilir. Keza suda 15 dk’dan fazla durmamanız öneriliyor. Yüzmenin dışında bol aktiviteli bir plaja sahip olan Bournemouth’un havası, sıcak yaz günlerinde bunalmadan güneşlenebilme imkanı sunuyor. Güneşin altındayken de Türkiye’deki gibi haşlanmıyorsunuz, sadece pembeleşinceye kadar kızarıyorsunuz 🙂
Bournemouth’da gezdiniz yoruldunuz… Halka açık bir alanda oturmak istiyorum, insanlarla tanışmak istiyorum diyorsanız o zaman içinde binbirçeşit insan barındıran Bournemouth’un o güzelim parkında oturabilirsiniz. Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, çimenlerinde özgürce uzanabileceğiniz bu parkın üç özelliği var; birincisi, bir ucunun neredeyse Poole’dan başlayıp, Pier’e kadar uzanması, ikincisi ortasından ufacık bir derenin akması, üçüncüsü ise merkezinde bulunan balonu… Balona binerek etrafı izleme şansını elde edebilir, değişik bir deneyim yaşayabilmeniz.
İngiltere demişken, oraya kadar gidip de “fish and chips” yemeden gelmek olmaz tabiî ki. Londra’da bulunan tarihi St James Tavern’de fish & chips yemenin her ne kadar ayrı bir havası olsa da, Bournemouth’a bağlı Westbourne’da bulunan “Chez Fred”in fish & chipsini denemeden geçmeyin.
Oraya kadar gitmişken bir hayli küçük ama etkisi büyük olan Westborune’da da bir tur atın. 2. el eşya satan dükkanlardan hiç kullanılmamış marka kıyafetleri 5 pound gibi cüzi bir fiyata bulabilir, artık üretilmeyen orijinal İngiliz porselen çay takımlarına sahip olabilirsiniz.
Westborune’daki küçük İngiliz Pub’ları ve içerisinde ev yapımı pastaları barındıran butik pastanelerinin de cazibesine kapılacaksınız. Uğramanız gereken bir diğer yer ise “Circo Lounge”. Sakin havasında gölgelenebileceğiniz güzel bir cafe & bar.
Bournemouth’ta yapılacak diğer şey de tabiî ki 5 çayınızı yudumlamak olacak… Eşsiz İngiliz porselenlerinde sunumu yapılan çayların yanına bir de mis gibi kaymak ve çilek reçeliyle birlikte sunulan “Scones” yeme şerefine nail olup, mutluluktan havalara uçabilirsiniz.
Türk yemeklerinden vazgeçemiyorum diyorsanız eğer, Bournemouth’un merkezi alabildiğine Türk yemekleriyle dolu! Kebap, ev yemeği , ayak üstü atıştırmalıklar vb aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.
Özellikle yazın cıvıl cıvıl olan Bournemouth, gece hayatıyla sizi bir mekandan diğerine sürükleyecek ve kendinize hakim olamayacaksınız. Cuma akşamlarının vazgeçilmezi olan Brasshouse’da sadece o güne özel olarak biraları ve bazı alkol çeşitlerini 1 pounda tükettikten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde başka mekanlara gidebileceksiniz.
Sahilde Pier’de yer alan, Atlantik okyanusunu olabildiğine izleyebileceğiniz ve cumartesi gecesi partileriyle meşhur “Aruba” gidebileceğiniz diğer mekanlardan biri. 3 katlı, her bir katında ayrı müzik tarzıyla sizi eğlendiren “Cameo” İngilizlerin ve orada yaşayan öğrencilerin eğlence için uğrak mekanlarından… Ben sadece İngilizlerle eğlenmek istiyorum diyorsanız o zaman “Revolution”ı tercih etmeniz gerekiyor. Güzel müzikler eşliğinde arkadaşlarınızla rahat koltuklarda hoş sohbet peşindeyseniz “Sixty Million Postcards” sizin için biçilmiş kaftan. Bazı akşamlar alternatif rock ve elektronik müzikler yapan gruplarla sizi keyiflendirirken, bazı akşamlarda da “rockn roll” gibi konseptlerle sizi eğlendirebiliyor.
Bournemouth’da yolculuk yapma imkanlarına gelirsek; yakın bölgelere, bir otobüs ağı olan National Expres’ten kart alıp indirimli biletlerle yolculuk edebilirsiniz. Diğer bir seçenek ise Bournemouth’un küçük garından faydalanarak tren yolculuğu yapmak. Tren yolculuğu her ne kadar otobüsten daha pahalıya gelse de daha keyifli olduğunu düşünüyorum. Bournemouth’un içerisinde ulaşımı, şehir içi otobüslerle ya da bisikletle sağlayabilirsiniz. Zaten çok küçük olan kasabada bisiklete binmek gayet zevkli oluyor, hele ki parkın içerisinden geçen orman yolunu kullanırsanız…
Bournemouth’un havası, İngiltere’nin diğer yerlerine göre daha yumuşak olsa da şemsiyenizi yanınızdan ayırmamanızı öneririm. Bir yanda güneş varken diğer yandan hunharca yağmura denk gelebilirsiniz. İyi tatiller…